tag:blogger.com,1999:blog-36399723082605973662024-03-14T12:07:53.792+03:00fortfoliofortfoliohttp://www.blogger.com/profile/03138966500927446897noreply@blogger.comBlogger68125tag:blogger.com,1999:blog-3639972308260597366.post-56565245233314058042012-05-15T21:31:00.003+03:002012-05-15T21:33:02.429+03:00fortfolio oldu mu mamafolio<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh4Z-GctyJDPyubTJSLRpsh0sFyX0b9kKPeWhlgfpDOuFyueZoq5Zeskka8WGdl0R7FpvZYjbG2D5POrU7TYevR-kTdHq6XVeEgHHprABCrrKEl_dWXwmGSsA1P-0Ffcn46ThCBYPAlcV8/s1600/image12" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh4Z-GctyJDPyubTJSLRpsh0sFyX0b9kKPeWhlgfpDOuFyueZoq5Zeskka8WGdl0R7FpvZYjbG2D5POrU7TYevR-kTdHq6XVeEgHHprABCrrKEl_dWXwmGSsA1P-0Ffcn46ThCBYPAlcV8/s320/image12" width="320" /></a></div>
<br />
<br />
<br />
En son şuurumu bir köşeye bıraktığımda, bekar, sporcu
yakışıklı bir sevgilisi olan, İstanbul’da senelerdir tek başına yaşayan,
popüler parti kızı ve deli dolu dergi çalışanıydım. Şimdi baktığımda ilk
tepkim, “bu göbek benim mi Allah’ım” oluyor. Göbekle kalsa iyi, onun içinde ötesi
var; oynayan bir şeyler var! Onun da eli, kirpikleri, ayak tırnakları var;
vücudumun demirini emiyor edepsiz ve her yemekten sonra kumun altındaki
anaconda gibi kımıl kımıl hareket ediyor. <br />
<br />
<strong><span style="font-size: large;">fortfolio sessizliğini bozdu ve dönüştü, mamafolio oldu. <o:p></o:p></span></strong><br />
<br />
<span style="font-size: large;"><a href="http://www.xyzkadin.com/kose-yazarlari/safak-unal/" target="_blank">XYZ KADIN'da</a> yeni yazılarımı okuyabilirsiniz. </span><br />
<br />
<span style="font-size: large;">Sevgiler</span><br />
<a href="http://www.xyzkadin.com/kose-yazarlari/safak-unal/" target="_blank">mamafolio</a>fortfoliohttp://www.blogger.com/profile/03138966500927446897noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-3639972308260597366.post-12016330769528411352011-11-03T13:55:00.000+02:002011-11-03T13:55:32.184+02:00tek derdi var herkesin.<div style="color: #b4a7d6;">Çok acaip şeyler oluyor hayatımda. </div><div style="color: #b4a7d6;">Bir yazı yazdım... Hayatımda kimse yoktu. Bir sene önce burada yayınladım, <a href="http://fortfolio.blogspot.com/2010/09/askolsun.html">Aşkolsun</a> dedim. Çok kısa bir süre sonra <a href="http://fortfolio.blogspot.com/2010/10/en-guzel.html">En güzel an</a>'dayım, dedim. Sonra arada bir sürü şey dedim. Güzel dedim, muhteşem dedim, lanet dedim, bok dedim. </div><div style="color: #b4a7d6;">Sonra bir değişiklik olsun dedim, <a href="http://fortfolio.blogspot.com/2011/09/gecen-hafta-bunu-yazdm.html">bunu</a> yazdım. Yayınlamadan önce bal saçlı adamla büyük güzel bir değişime girdik. Ben yazıları yazıp yazıp sindirmeyi bekliyorum, o yüzden şimdi okuyacağın yazıyı yazalı baya oluyor. </div><div style="color: #b4a7d6;">Yazının büyük bir büyüsü var tamam ama her yazılan gerçek mi oluyor? </div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhQtfCt0D76Gxaw8_qiKgg1V-P3o60QIlO1JRVS-0_i76cCQiWlAfv-QYgqYJNPV_57NCQUG0Y84XLjemWQywOd5oRK7OtqPoRPim8Y-xiSlAJFIB1AC2jKe2_clm2SAWi48AMLjMSDZCk/s1600/%25C5%259Feker.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="400" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhQtfCt0D76Gxaw8_qiKgg1V-P3o60QIlO1JRVS-0_i76cCQiWlAfv-QYgqYJNPV_57NCQUG0Y84XLjemWQywOd5oRK7OtqPoRPim8Y-xiSlAJFIB1AC2jKe2_clm2SAWi48AMLjMSDZCk/s400/%25C5%259Feker.jpg" width="266" /></a></div><div style="color: #b4a7d6;"><br />
</div><br />
<br />
"Herkesin tek bir derdi var. Sevilmek.<br />
Uuuu çok inanılmaz ve bilinmeyen bir tespit yaptım, değil mi?<br />
Yoo, hiç de değil. Herkesin bildiği ama bazen koşturmacadan unuttuğu bazen ısrarla reddettiği sıradan bir tespit.<br />
<br />
Sadece takılmak isteyen de, tek gecelik peşinde koşan, duygusal olarak hasarlı olan da, tek amacı tik listesini kabartmak olan da, "artık bitti kendimi açmayacağım bir daha" diyen de, evlilik derdinde ya da para peşinde olan da...<br />
Kadın da, erkek de. İstisnasız.<br />
<br />
Onlara tek ama gerçek bir şey verin ve diğerlerinden nasıl da vazgeçtiğini göreceksiniz.<br />
Gerçek bir sevginin yerine hiç bir şey geçemez. Kalbi onun kadar dolduran bir ısıtıcı sokakta satılmaz!<br />
<br />
Sorun da burda zaten. Gerçeğini bulmak.<br />
Sevmek daha iyidir, daha kesindir çünkü sevildiğinizden hiç bir zaman emin olamazsınız derler ya... Yalan o! Öyle bir olursunuz ki, öyle bir hissedersiniz ki onu.<br />
<br />
Sırf midende kelebek uçurtan bir aşktan söz etmiyorum, heyecandır o. Önce yanıltır, sonra geçer.<br />
Mutfakta beraber basit bir yemek yapmanın, en şık restaurant'ta yemek yemekten daha çok keyif verdiği bir sevgiden bahsediyorum.<br />
<br />
<b>Dostluğun seksle karıştığı bir sevgi.</b><br />
<b>Yalancıktan elele tutuşmak degil, laf olsun diye yanyana durmak değil, beraber hayal kurmak...</b><br />
<b>İhanetin özgürlük maskesi, sadakatin kölelik maskesi altına saklanmadığı bir şey bu.</b><br />
<br />
İnsanın buna çok ihtiyacı var. Özellikle 25 yaşından sonra.<br />
18 yaşına kadar ailen en önemli varlık. İlkokul, ortaokul, lise zamanı, hayatının merkezinde onların sevgisi var. Temeli sağlam kurarsan ne mutlu sana, sırtın kolay yere gelmiyor.<br />
Üniversite zamanı, odak noktası; arkadaşların. Arkadaşlarını merkeze oturtup, temelden aldıklarını hayat üzerinde deneyimliyorsun. Onlarla gülüp, onlarla sarhoş oluyorsun, 7/24 o senin dünyan.<br />
Üniversite bitince biraz serserilik, belki yurtdışı deneyimi sonrası kariyer karın ağrısı başlıyor. Üniversitede bir işin ucundan tutmuş olanlar şanslı, istediği yönü daha rahat seçiyor. Sonraki bir kaç yıl, işi öğrenme, yer edinme çabasıyla geçiyor.<br />
<br />
Sonra hissediyorsun.<br />
Eksikliği...<br />
Çünkü çevrendeki herkes bir bir sevgilisinden bahsetmeye başlıyor. Seni onun için ekmeler bunu takip ediyor. Ya da eski üniversite grubu görüşmelerine, artı 1'ler katılmaya başlıyor. Belki en yakın arkadaşın çat diye evleniyor.<br />
Bu noktada hayat, sevgiliye dönüyor. Çünkü bu noktaya gelince, sevginin odak noktası ailen ya da arkadaşların olamıyor. Ailen her zamanki yerinde köklüce duruyor, güç veriyor. Arkadaşların ise her ihtiyacında yanındalar ama gerçekten ihtiyacın varsa senin için programlarını bozuyor ya da seni mevcut programa dahil ediyorlar. İşin çok önemli ama sevgi odağı olması mümkün değil. Üstelik acınası.<br />
<br />
<b>Hayat yüzünü sevgiliye döndürüyor. Bugünü cennet yapmaksa senin elinde.</b><br />
Artık kızkıza ya da sapsapa tatillere istediğin arkadaşını sürükleyemiyorsun (zaten hevesini de almış oluyorsun) çünkü o programını sevgilisiyle yapmış oluyor. Biraz terkedilmişlik hissi var, kabul. Sen o tatile ancak sevgilini elinden tutup katılabilirsin. Bu hiç bir zaman söylenmeyen sessiz kurallardan biri.<br />
<br />
İşte tam bu noktada, hayatındakinin gerçekten sevdiğin biri olması çok önemli.<br />
Onu bulduysan değerini bil.<br />
Herkes sadece sevilmek istiyor.<br />
Hem de çok.<br />
Ama sevmeyene, sevip de özen göstermeyene, özveride bulunmayana sevgi yok.<br />
Demedi deme!"<br />
<br />
<span style="color: #b4a7d6;">İnsan ne dilediğine, ne yazdığına dikkat etmeliymiş gerçekten (in a good way) Şimdi ben bu aralar biraz delirdim, taşınma, dönüşüm, değişim (ne mutlu bana) dört bir yanımda amayapılacaklar listemi görsen ağlarsın fortfolio okuru. O yüzden beni bir ay azat et. Sonra zaten hep yazıcam. Sözüm söz. </span><br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEg_TwLNKkvpLmSuS3p8BRtLcDrCzUFkfgqjbvkaJpJwvP2A1qhT1148N_1Jb0lOjcr3GmBxpf_QzG7oyHFyb9nWN2gaYjBlDHbeKKoTW0hcaObDaiB9CFyD6CPmEH8MM7Ckaz142D5Xrww/s1600/bavul.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="400" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEg_TwLNKkvpLmSuS3p8BRtLcDrCzUFkfgqjbvkaJpJwvP2A1qhT1148N_1Jb0lOjcr3GmBxpf_QzG7oyHFyb9nWN2gaYjBlDHbeKKoTW0hcaObDaiB9CFyD6CPmEH8MM7Ckaz142D5Xrww/s400/bavul.jpg" width="266" /></a></div>fortfoliohttp://www.blogger.com/profile/03138966500927446897noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-3639972308260597366.post-40998300331740854952011-09-29T16:31:00.000+03:002011-09-29T16:31:35.606+03:00geçen hafta bunu yazdım.Sana da bazen oluyor mu?<br />
Hani, herkes, herşey değişiyor, bir sen aynı kalıyorsun.<br />
Yok tabii ki değişmeyen tek şey değişimdir, insanın günü gününe uymaz, evren değişir, sen deneyim kazanıp olgunlaşırsın bla bla... Ben başka bir şeyden bahsediyorum.<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjs2CmErdEKNB9NUlMbzj0moUrHdLJOBNqg_V-NSM5K2msv2vGqcBJtmrVa2iNMNKgtaHryv9__JFnDA0l-FfwQlcmCjOH2u5gFxOFq6as43iM58iH4BadZLq5rg1yKgD2Qa9KWniJK134/s1600/bezgin.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="400" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjs2CmErdEKNB9NUlMbzj0moUrHdLJOBNqg_V-NSM5K2msv2vGqcBJtmrVa2iNMNKgtaHryv9__JFnDA0l-FfwQlcmCjOH2u5gFxOFq6as43iM58iH4BadZLq5rg1yKgD2Qa9KWniJK134/s400/bezgin.jpg" width="338" /></a></div> Mesela; Mehmet evleniyor, Ömer iş değiştiriyor, Başak okul kazanıp Ankara'ya taşınıyor, Zeynep boşanıyor, Ceyda yemek şeklini değiştirip vejetaryan olarak on kilo veriyor, Ali yeni bir sevgiliye kalbinde yer açıyor, Müge yeni bir eve geçiyor, Serdar çocuk sahibi oluyor, Melis doğuruyor, Gökhan Madrid'e, Ulaş Hong Kong'a, Metin Montreal'e taşınıyor, Elif yeni bir iş bulmadığı halde sevmediği işten istifa ediyor, Ayşe nişanlanıyor, Özgün kaç yıllık sevgilisinden ayrılıyor, Öykü İstanbul'da çok başarılıyken herşeyi bırakıp Ege'de eski bir Rum evine yerleşiyor. <br />
<br />
Önemli değişimler geçiriyorlar. Kapılar kapatıp yenilerini açıyorlar. Bir daha asla aynı noktada olmayacaklarını bilerek, monoton ama güvenli olanı riske atarak adımlar atıyorlar. Yolun sonunu göremeden. Bazen sürüklenerek, bazen hür iradeyle. Belki çok pişman olacaklarından korkarak, belki pervasızca "ne olacaksa olsun" diyerek...<br />
Değişim zordur. Güzel olsa bile zordur. Onlar cesaret ediyor. Ellerindekiyle yetinmiyorlar. Aza tamah etmiyorlar, "dur bakalım, hayırlısı" demiyorlar. Evet su akar, yolunu bulur ama onlar su yatağına yön vermeyi tercih ediyorlar. Yenileniyorlar. Kapanıp koza içinde kalmak yerine; kelebek olup gerekirse sadece bir gün yaşamayı tercih ediyorlar. Her biri içinden yeni bir renk çıkmasına izin veriyor. Zamana bırakmıyor, zamana direniyorlar. Belki önünde sonunda yine ne olacaksa olacak, belki herşey mutlaka olacağına varacak ama onlar deniyorlar. Cesurlar, söylemiş miydim?<br />
<br />
Ve sen...<br />
Sen onları izliyorsun. Başarılı ya da başarısız, mutlu ya da mutsuz, heyecanlı ya da depresif, çaresiz ya da keyifli oluşlarına izleyici oluyorsun. Ne olursa olsun, korkak olmayışlarına ve değişimlerine tanıklık ediyorsun. Yeniliğin korkutucu ama insanı çeken bir tarafı var. Gizemli çünkü.<br />
Evet sen izleyici oluyorsun. Sen değişmiyorsun. Boyun eğiyorsun. Renklerini solduruyorsun.<br />
Çocuk büyütme zorluklarını ve komikliklerini, Madrid'in gece hayatını, Hong Kong'un acaip taksicilerini, yeni iş yerindeki dedikoduları, ayrılıgın acı taraflarını, vejeteryanlığın kurallarını dinliyorsun. Evet izlemekten de beteri sadece dinliyorsun. Olduğun yerde sayıyorsun. Hatta geri gidiyorsun.<br />
Şikayetçi olduğun bir şeyler var ama hareketsizsin, garanticisin, korkaksın.<br />
Yazık sana!<br />
Zamanın ve kendinin değerini bilmiyorsun. Hayırlısı neyse olsun'la hayat geçmez, farkında değilsin. Ancak şikayet edip cek cek konuşmayı biliyorsun. <br />
Hırçınsın çünkü aslında kendine kızgınsın.<br />
Hımbılsın. Kendini köreltiyorsun ve günlük koşturmaca içinde bunun bile ayırdına varamıyorsun.<br />
Sıkılıyorsun ama kusura bakma buna mahkumsun. Kendi esaretinin bedelisin.<br />
Sevdiğini kovalamıyorsun.<br />
Hadi, şimdi kendine bir surpriz yap ve bir karar al!<br />
Daha geç olmadan.fortfoliohttp://www.blogger.com/profile/03138966500927446897noreply@blogger.com2tag:blogger.com,1999:blog-3639972308260597366.post-5428396967881046012011-09-22T17:38:00.000+03:002011-09-22T17:38:33.764+03:00Haydi erkekler, Regl'e!<div class="separator" style="clear: both; font-family: Georgia,"Times New Roman",serif; text-align: center;"><span style="font-size: small;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh18JYeSc4tbVS3LfeOtentbVELGKTkFmIl3OIY0UwFji9dVKWINMiEGnVEndrDkfPqt92T8B1PzG6KWev1YhfKIduj5LQFwH3G0ieh1CknFovcG6d28ZE9VST8xBeCEyCYqPv-NFu5AMo/s1600/pms.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="400" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh18JYeSc4tbVS3LfeOtentbVELGKTkFmIl3OIY0UwFji9dVKWINMiEGnVEndrDkfPqt92T8B1PzG6KWev1YhfKIduj5LQFwH3G0ieh1CknFovcG6d28ZE9VST8xBeCEyCYqPv-NFu5AMo/s400/pms.jpg" width="325" /></a></span></div><div style="font-family: Georgia,"Times New Roman",serif; margin-bottom: 0cm;"><br />
</div><div style="color: red; font-family: Georgia,"Times New Roman",serif; margin-bottom: 0cm;"><b><span style="font-size: small;">Tüm erkeklerin hayatlarında bir sefer regl olmasını istiyorum. </span></b></div><span style="font-family: Georgia,"Times New Roman",serif; font-size: small;"> </span><div style="font-family: Georgia,"Times New Roman",serif; margin-bottom: 0cm;"><span style="font-size: small;">Gülmeyin, şaka değil. </span></div><span style="font-family: Georgia,"Times New Roman",serif; font-size: small;"> </span><div style="font-family: Georgia,"Times New Roman",serif; margin-bottom: 0cm;"><span style="font-size: small;">Cidden istiyorum bunu. </span></div><br />
<span style="font-family: Georgia,"Times New Roman",serif; font-size: small;"> </span><br />
<div style="font-family: Georgia,"Times New Roman",serif;"> </div><span style="font-family: Georgia,"Times New Roman",serif; font-size: small;">Onlar dayanıksızlar, öyle bizim gibi her ay depresyonuna, hassaslığına, şişkinliğine, kanamasına dayanamazlar. <b>Ama sadece bir kere, üstelik aklı başında bir yaştayken olsun ve unutulmaz olsun istiyorum. Sünnet gibi! </b>Gerçi erkeğin aklı başında yaşı var mıdır bilemedim şimdi, neyse 20'li yaşlarda, beklenmedik bir anda olsun ki, unutmasınlar. </span><div style="font-family: Georgia,"Times New Roman",serif; margin-bottom: 0cm;"><br />
</div><span style="font-family: Georgia,"Times New Roman",serif;"> </span><div style="font-family: Georgia,"Times New Roman",serif; margin-bottom: 0cm;"><span style="font-size: small;">Böylece tüm o hormonsal kargaşayı yaşarken, bir de "onlara halam geliyor, regl'im, şişkinim, gerginim" açıklaması yapmak zorunda kalmayalım. Mesela en anlaşamadığım kadın bile, "pms'im" dediğimde; beni anlar, üstüme gelmez, extra özenli davranır. </span></div><div style="font-family: Georgia,"Times New Roman",serif; margin-bottom: 0cm;"><span style="font-size: small;">Çünkü bilir ki ben kaynama noktasındayımdır. Bilir ki birazdan mevzu noksanlığı çekersem, dönüp götümle kavga edebilirim, "niye arkamdasın, neden beni takip ediyorsun" diye. Çok da normal gelir bana o anda. </span></div><div style="font-family: Georgia,"Times New Roman",serif; margin-bottom: 0cm;"><br />
</div><span style="font-family: Georgia,"Times New Roman",serif;"> </span><div style="font-family: Georgia,"Times New Roman",serif; margin-bottom: 0cm;"><span style="font-size: small;">Ama erkek, her sefer, her ay anlamamaya, özenli olmamaya inat ediyor. Hatta dün söylüyorum, bugün unutuyor. Onun suçu değil, asla tecrübe etmemiş ki. Oysa bir kere olsa, tüm problem çözülecek, o da terslenmekten yırtacak! Çünkü boğazı ağrısa öldüğünü iddia eden, hastalıkvari şeyleri abartmaya bayılan erkekler, bu deneyimi asla unutmayacak ve pms olduğunu duyunca özenli davranacak. </span></div><div style="font-family: Georgia,"Times New Roman",serif; margin-bottom: 0cm;"><span style="font-size: small;"> </span></div><span style="font-family: Georgia,"Times New Roman",serif;"> </span><div style="font-family: Georgia,"Times New Roman",serif; margin-bottom: 0cm;"><span style="font-size: small;"><b>Düşünsene, o çok değerli pipinden kan geliyor.</b> Sadece bununla kalsa iyi. Asıl dert zaten gelene kadar! <b>Gelmesi için dua edecek raddeye getiriyor senin östrojenler. </b></span></div><div style="font-family: Georgia,"Times New Roman",serif; margin-bottom: 0cm;"><br />
</div><span style="font-family: Georgia,"Times New Roman",serif;"> </span><div style="font-family: Georgia,"Times New Roman",serif; margin-bottom: 0cm;"><span style="font-size: small;"><b>Sinirli</b> oluyorsun. Canım diyene, Allah belanı versin diye bağırmak geliyor içinden. </span></div><div style="font-family: Georgia,"Times New Roman",serif; margin-bottom: 0cm;"><br />
</div><span style="font-family: Georgia,"Times New Roman",serif;"> </span><div style="font-family: Georgia,"Times New Roman",serif; margin-bottom: 0cm;"><span style="font-size: small;">Ya da <b>duygusal</b> oluyorsun. "Sizin için çalışıyoruz" sloganıyla reklam veren materyalist banka reklamına bakıp, o bankayla çalışmadığın halde benim için çalışıyor çocuklar diyerek içli içli ağlıyorsun. Değil ki haberlere ya da dizilere tahammülün olsun. </span></div><div style="font-family: Georgia,"Times New Roman",serif; margin-bottom: 0cm;"><br />
</div><span style="font-family: Georgia,"Times New Roman",serif;"> </span><div style="font-family: Georgia,"Times New Roman",serif; margin-bottom: 0cm;"><span style="font-size: small;"><b>Aç</b> ama çok aç oluyorsun. Sanki midede bir koca kara delik, ne yesen sana dokunmadan aşağıya süzülüyor. Dünyaları yemek, durmayıp gezegenlere sulanmak istiyorsun. </span></div><div style="font-family: Georgia,"Times New Roman",serif; margin-bottom: 0cm;"><br />
</div><span style="font-family: Georgia,"Times New Roman",serif;"> </span><div style="font-family: Georgia,"Times New Roman",serif; margin-bottom: 0cm;"><span style="font-size: small;">Önemli davetmiş, zayıf olman gereken bir elbise giyecekmişsin, bunların hiç bir önemi yok. Bir anda şişiyorsun. En az iki kilo su! Hadi kiloyla problemin yok diyelim, ellerin, ayakların, yüzün <b>şişiyor</b>, gıdın çıkıyor. </span></div><div style="font-family: Georgia,"Times New Roman",serif; margin-bottom: 0cm;"><br />
</div><span style="font-family: Georgia,"Times New Roman",serif;"> </span><div style="font-family: Georgia,"Times New Roman",serif; margin-bottom: 0cm;"><span style="font-size: small;"><b>Hassas</b> oluyorsun. Gerçekten, en ufak bir lafa, bir bakışa, bir terslenmeye alınıyorsun ve o terslik dünyanın sonuymuş gibi hissediyorsun. Şımarıklıktan değil, öyle hissediyorsun. Elinde değil. </span></div><div class="separator" style="clear: both; font-family: Georgia,"Times New Roman",serif; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgmigY42dZRj54UcPobAOXDlOnsWlOKpzraG0k9M1-1i5o4cpAzPLwwHYBP4RdSZxdJTOncJgZgOceCKbIPOE7nB_2plSjaNQ0ESqePrNhh3CJLeCwm2AHYUrF_7cqaO1dDQUy11fsDUxk/s1600/tumblr_lrr4hotUCF1qa1m48o1_500.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="400" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgmigY42dZRj54UcPobAOXDlOnsWlOKpzraG0k9M1-1i5o4cpAzPLwwHYBP4RdSZxdJTOncJgZgOceCKbIPOE7nB_2plSjaNQ0ESqePrNhh3CJLeCwm2AHYUrF_7cqaO1dDQUy11fsDUxk/s400/tumblr_lrr4hotUCF1qa1m48o1_500.jpg" width="290" /></a></div><div style="font-family: Georgia,"Times New Roman",serif; margin-bottom: 0cm;"><br />
</div><span style="font-family: Georgia,"Times New Roman",serif;"> </span><div style="font-family: Georgia,"Times New Roman",serif; margin-bottom: 0cm;"><span style="font-size: small;">Her ay bir adet ama beş taneye bedel büyüklükte bir <b>sivilce</b> gelip yerleşiyor bünyene. Alnında, burnunda, çenende ya da sırtında. Bakan, beş metreden regl olmak üzere olduğunu anlayabiliyor. Bir de acıyor ki sorma gitsin! </span></div><div style="font-family: Georgia,"Times New Roman",serif; margin-bottom: 0cm;"><br />
</div><span style="font-family: Georgia,"Times New Roman",serif;"> </span><div style="font-family: Georgia,"Times New Roman",serif; margin-bottom: 0cm;"><span style="font-size: small;">Ödem olmasa da, sivilce basmasa da o günlerde en güzel, en yakışan kıyafetini giysen de <b>güzel</b> hissetmenin imkan ihtimali yok! Unut onu! Saçın bile şekil almıyor, hangi iyi hissetme? </span></div><div style="font-family: Georgia,"Times New Roman",serif; margin-bottom: 0cm;"><br />
</div><span style="font-family: Georgia,"Times New Roman",serif;"> </span><div style="font-family: Georgia,"Times New Roman",serif; margin-bottom: 0cm;"><span style="font-size: small;"><b>Tahammülsüz</b> oluyorsun. Regl olmadan önceki ve olduktan sonraki iki gün, karantinaya falan kapatılmalısın. Suratsız, mutsuz, negatif. Lütfen kimse benimle konuşmasın! </span></div><div style="font-family: Georgia,"Times New Roman",serif; margin-bottom: 0cm;"><br />
</div><span style="font-family: Georgia,"Times New Roman",serif;"> </span><div style="font-family: Georgia,"Times New Roman",serif; margin-bottom: 0cm;"><span style="font-size: small;">Belinde ve kasıklarında sızım sızım bir <b>ağrı</b>. Ne mide ağrısına benzer, ne başka bir şeye. Kimimizi hastanelik eder her ay, iğnesiz devam edemeyiz. Kimimizi öldürmez ama süründürür. </span></div><div style="font-family: Georgia,"Times New Roman",serif; margin-bottom: 0cm;"><br />
</div><span style="font-family: Georgia,"Times New Roman",serif;"> </span><div style="font-family: Georgia,"Times New Roman",serif; margin-bottom: 0cm;"><span style="font-size: small;">Peki ya <b>kıllara</b> ne demeli? Regl olduğun anda, orman kaçkını gibi fışkırmaya başlar, kaşlardan bacaklara istisnasız uzanır! </span></div><div style="font-family: Georgia,"Times New Roman",serif; margin-bottom: 0cm;"><br />
</div><div style="font-family: Georgia,"Times New Roman",serif; margin-bottom: 0cm;"><span style="font-size: small;">Orkidin poponu (kibarca söylüyorum) rahatsız etmesini, orkide ya da tampona verilen parayı mevzu bahis etmiyorum bile. </span></div><div style="font-family: Georgia,"Times New Roman",serif; margin-bottom: 0cm;"><span style="font-size: small;"> </span><span style="font-size: small;"><br />
</span></div><div style="font-family: Georgia,"Times New Roman",serif; margin-bottom: 0cm;"><span style="font-size: small;"> </span></div><span style="font-family: Georgia,"Times New Roman",serif;"> </span><div style="font-family: Georgia,"Times New Roman",serif; margin-bottom: 0cm;"><span style="font-size: small;">Tek güzel yanı <b>memelerin büyümesi </b>ve dikleşmesidir. Ama onlar da öyle çok acır ki, üzerine bile yatamazsın. </span></div><div style="font-family: Georgia,"Times New Roman",serif; margin-bottom: 0cm;"><br />
</div><span style="font-family: Georgia,"Times New Roman",serif;"></span><div style="font-family: Georgia,"Times New Roman",serif; margin-bottom: 0cm;"><span style="font-size: small;">Bütün bunlarla uğraşırken, bir de zevzek bir erkeğin "yeaa muayyen gününde misin sen yeaa" demesi, ya da "aa niye gerginsin" demesi hatta hiç bir şey dememesi bile batıyor. </span></div><div style="font-family: Georgia,"Times New Roman",serif; margin-bottom: 0cm;"><b><span style="font-size: small;">Kendim için istiyorsam namerdim. </span></b></div><div style="font-family: Georgia,"Times New Roman",serif; margin-bottom: 0cm;"><span style="font-size: small;">Her ay kendini tekrarlayan bir durumu, problem olmaktan çıkarmak, kadın-erkek ilişkilerini bir nebze olsun hafifletmek istiyorum. Tüm erkeklerin bir tek kez, regl olmasını istiyorum. </span></div><div style="font-family: Georgia,"Times New Roman",serif; margin-bottom: 0cm;"><span style="font-size: small;">Ayrıca yazıyı okuyan tüm kadınların benimle aynı düşünceleri paylaştığına kesinlikle eminim. Aynı anda bir dua etsek, kozmik bir dönüşüm olur mu acaba? </span></div>fortfoliohttp://www.blogger.com/profile/03138966500927446897noreply@blogger.com6tag:blogger.com,1999:blog-3639972308260597366.post-27414481483624988892011-08-24T17:50:00.000+03:002011-08-24T17:50:38.905+03:00O eski halimden eser yok şimdi.<style>
<!--
/* Font Definitions */
@font-face
{font-family:"Times New Roman";
panose-1:0 2 2 6 3 5 4 5 2 3;
mso-font-charset:0;
mso-generic-font-family:auto;
mso-font-pitch:variable;
mso-font-signature:50331648 0 0 0 1 0;}
@font-face
{font-family:TimesNewRomanPSMT;
panose-1:0 0 0 0 0 0 0 0 0 0;
mso-font-alt:"Times New Roman";
mso-font-charset:0;
mso-generic-font-family:roman;
mso-font-format:other;
mso-font-pitch:auto;
mso-font-signature:3 0 0 0 1 0;}
/* Style Definitions */
p.MsoNormal, li.MsoNormal, div.MsoNormal
{mso-style-parent:"";
margin:0in;
margin-bottom:.0001pt;
mso-pagination:widow-orphan;
font-size:12.0pt;
font-family:"Times New Roman";
mso-ansi-language:TR;}
table.MsoNormalTable
{mso-style-parent:"";
font-size:10.0pt;
font-family:"Times New Roman";}
@page Section1
{size:8.5in 11.0in;
margin:1.0in 1.25in 1.0in 1.25in;
mso-header-margin:.5in;
mso-footer-margin:.5in;
mso-paper-source:0;}
div.Section1
{page:Section1;}
-->
</style> <br />
<div class="MsoNormal" style="mso-layout-grid-align: none; mso-pagination: none; tab-stops: 121.5pt; text-autospace: none;">Çat diye bir mail düştü önüme. </div><span style="font-family: TimesNewRomanPSMT; mso-ansi-language: EN-US;"></span> <div class="MsoNormal" style="mso-layout-grid-align: none; mso-pagination: none; text-autospace: none;"><span style="font-family: TimesNewRomanPSMT; mso-ansi-language: EN-US;">Fotoğrafçı bir arkadaşım, kendi arşivini düzenlerken... editöre hiçbir zaman vermediği fotoğraflara rastlar. Beş sene önce, çok sıcak bir yaz günü, gıcık ötesi bir mimarla fotoğraf çekimi öncesi ışık denerken, iki arada bir derede çekilmiş üç-beş kare. </span></div><div class="MsoNormal" style="mso-layout-grid-align: none; mso-pagination: none; text-autospace: none;"><span style="font-family: TimesNewRomanPSMT; mso-ansi-language: EN-US;">Karaköy’de, köprü üzerinde, keten elbiseli bir kız.<span style="mso-spacerun: yes;"> </span></span></div><div class="MsoNormal" style="mso-layout-grid-align: none; mso-pagination: none; text-autospace: none;"><br />
</div><div class="MsoNormal" style="mso-layout-grid-align: none; mso-pagination: none; text-autospace: none;"><span style="font-family: TimesNewRomanPSMT; mso-ansi-language: EN-US;">İçimden ağlamak geldi.</span></div><div class="MsoNormal" style="mso-layout-grid-align: none; mso-pagination: none; text-autospace: none;"><span style="font-family: TimesNewRomanPSMT;">Hüzünlü kareler diye mi, yoo hiç değil! Neşeli, sıradan, makyajsız, pozsuz… Dedim ya, her çekim öncesi </span><span style="font-family: TimesNewRomanPSMT; mso-ansi-language: EN-US;">rutin </span><span style="font-family: TimesNewRomanPSMT; mso-ansi-language: EN-US;">yapılan; ışığı ayarlamak için çekilen, normalde silinen, bu sefer makinede saklanmış üç beş kare. </span></div><div class="MsoNormal" style="mso-layout-grid-align: none; mso-pagination: none; text-autospace: none;"><br />
</div><div class="MsoNormal" style="mso-layout-grid-align: none; mso-pagination: none; text-autospace: none;"><span style="font-family: TimesNewRomanPSMT; mso-ansi-language: EN-US;">Tüm koşturmaca, dertler, aranması gereken telefonlar, teslim edilmesi gereken yazılar içinde bir an durdum ve fotoğraflarıma baktım uzun uzun. </span></div><div class="MsoNormal" style="mso-layout-grid-align: none; mso-pagination: none; text-autospace: none;"><span style="font-family: TimesNewRomanPSMT; mso-ansi-language: EN-US;">Farkettim bir değişiklik var, tam dile getiremedim. Saçlarımın şimdi kısa olması değil tek fark ya da üzerimdeki 3 kilo fazlası. </span></div><div class="MsoNormal" style="mso-layout-grid-align: none; mso-pagination: none; text-autospace: none;"><br />
</div><div class="MsoNormal" style="mso-layout-grid-align: none; mso-pagination: none; text-autospace: none;"><b><span style="font-family: TimesNewRomanPSMT; mso-ansi-language: EN-US;">O zamanki kadar güzel değilim şimdi, o zamanki kadar saf, o zamanki kadar umutlu deilim... Öyle bakmıyorum artık fotoğraflara. O fotoğraflardan sonra çok içki içtim ben, çok hikaye dinledim, çok ağladım, çok hayalkırıklığı yaşadım. </span></b></div><div class="MsoNormal" style="mso-layout-grid-align: none; mso-pagination: none; text-autospace: none;"><span style="font-family: TimesNewRomanPSMT; mso-ansi-language: EN-US;">Saçma ama çok kötü oldum fotoğraflara bakarken.</span></div><div class="MsoNormal" style="mso-layout-grid-align: none; mso-pagination: none; text-autospace: none;"><br />
</div><div class="MsoNormal" style="mso-layout-grid-align: none; mso-pagination: none; text-autospace: none;"><span style="font-family: TimesNewRomanPSMT; mso-ansi-language: EN-US;">O fotoğraftaki kız, sanki benim özendiğim biri…</span></div><div class="MsoNormal" style="mso-layout-grid-align: none; mso-pagination: none; text-autospace: none;"><span style="font-family: TimesNewRomanPSMT; mso-ansi-language: EN-US;">Ama asla tekrar olamayacağım biri.</span></div><div class="MsoNormal" style="mso-layout-grid-align: none; mso-pagination: none; text-autospace: none;"><span style="font-family: TimesNewRomanPSMT; mso-ansi-language: EN-US;">Ulaşamayacağım biri gibi.</span></div><div class="MsoNormal" style="mso-layout-grid-align: none; mso-pagination: none; text-autospace: none;"><span style="font-family: TimesNewRomanPSMT; mso-ansi-language: EN-US;">O, özgür kanatlarını kocaman açmış gökyüzünde süzülen kırlangıç gibi, ben kafeste böyle renkleri solmuş artık ötmeyen muhabbet kuşu gibi.</span></div><div class="MsoNormal"><br />
</div><div class="MsoNormal" style="mso-layout-grid-align: none; mso-pagination: none; text-autospace: none;"><span style="font-family: TimesNewRomanPSMT; mso-ansi-language: EN-US;">Yıllar önce; İzmir fuarının içindeki hayvanat bahçesinde kocaman, heybetli bir aslan görmüştüm. Parmaklıkların tam dibinde oturmuş ama arkasını dönmüştü. Yüzünü gelenlere göstermiyordu. Sinirlenmiyor, kükremiyordu. Dediler ki "artık sadece ölmeyecek kadar" yemek yiyormuş, küsmüş. Durdum önünde uzun süre, belki bir an döner bakar diye. Hişt pişt dedim. Bakmadı. </span></div><div class="MsoNormal" style="mso-layout-grid-align: none; mso-pagination: none; text-autospace: none;"><br />
</div><div class="MsoNormal" style="mso-layout-grid-align: none; mso-pagination: none; text-autospace: none;"><b><span style="font-family: TimesNewRomanPSMT; mso-ansi-language: EN-US;">Evet; zaman, ilişkiler, içkiler, eklenen yağlar, derinleşen çizgiler, değişen evler, yaşananlar kirletiyor bizi.</span></b></div><div class="MsoNormal" style="mso-layout-grid-align: none; mso-pagination: none; text-autospace: none;"><span style="font-family: TimesNewRomanPSMT; mso-ansi-language: EN-US;">Ben ki çok severim eski fotoğraflara bakmayı. </span></div><div class="MsoNormal" style="mso-layout-grid-align: none; mso-pagination: none; text-autospace: none;"><span style="font-family: TimesNewRomanPSMT; mso-ansi-language: EN-US;">Ama o tazelik yok şimdi. <b>O dirilik yok.</b> Çok değil baktım çekildiği tarihe, beş yıl öncesi, yaşlanmış hissetmem mümkün değil. Ama eski ışıltı yok, eski enerji yok. </span></div><div class="MsoNormal" style="mso-layout-grid-align: none; mso-pagination: none; text-autospace: none;"><span style="font-family: TimesNewRomanPSMT; mso-ansi-language: EN-US;">Sanki eski yüksek enerjimin kırıntısı var gibi... </span></div><div class="MsoNormal" style="mso-layout-grid-align: none; mso-pagination: none; text-autospace: none;"><br />
</div><div class="MsoNormal" style="mso-layout-grid-align: none; mso-pagination: none; text-autospace: none;"><span style="font-family: TimesNewRomanPSMT; mso-ansi-language: EN-US;">Bir şey bekler gibi ama ne olduğunu bilmeden, aynı şeylerden şikayet ederek, yine ay sonu sıkışarak, sadece havanın sıcaklığının değişmesinin farkına vararak, aynı konuyu 5589. kez yazarak günleri ucu ucuna eklemek… </span></div><div class="MsoNormal"><br />
</div><b> </b><div class="MsoNormal" style="mso-layout-grid-align: none; mso-pagination: none; text-autospace: none;"><span style="font-family: TimesNewRomanPSMT; mso-ansi-language: EN-US;"><b>Belki vakit gelmiştir.</b> O yüzden fotoğraflar beş yıl sonra önüme düşmüştür. Belki vakit silkelenme vaktidir. Kış uykusunda uyanıp, gerinme vaktidir. </span></div><div class="MsoNormal" style="mso-layout-grid-align: none; mso-pagination: none; text-autospace: none;"><span style="font-family: TimesNewRomanPSMT; mso-ansi-language: EN-US;">Uyanıp, gülümseyebilir miyim tasasız?</span></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjUOWnKZ39ldMbjOdLz7Sr2ehqM3yldDhHJlpBwt5CkM2UvkS6438LaONHVMJk_V4jpKXdXoVlTbt90GSK5o3OqrVKODFW2_4e7IOd3J7-1uvl9nyibqhgJtMV_R2O5SHmBWfA1BGUb3TM/s1600/safakunal1.JPG" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="640" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjUOWnKZ39ldMbjOdLz7Sr2ehqM3yldDhHJlpBwt5CkM2UvkS6438LaONHVMJk_V4jpKXdXoVlTbt90GSK5o3OqrVKODFW2_4e7IOd3J7-1uvl9nyibqhgJtMV_R2O5SHmBWfA1BGUb3TM/s640/safakunal1.JPG" width="424" /></a></div><div class="MsoNormal"><br />
</div>fortfoliohttp://www.blogger.com/profile/03138966500927446897noreply@blogger.com2tag:blogger.com,1999:blog-3639972308260597366.post-65365997528042967092011-08-17T12:34:00.000+03:002011-08-17T12:34:29.487+03:00Diyemedim. <br />
<table align="center" cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="margin-left: auto; margin-right: auto; text-align: center;"><tbody>
<tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjmqpZpHS5gmioL_7rZl6h3GrRqyMEY4cp7ljvWgXk4KV7fN2aKZhEZza0j6X7E1InkzlS15f51B2eLgeMcnaTChS_lfZgJoDy9thB2jHdbbK71quePasfPvZjMQVUHvUumm5PpbWo3J8A/s1600/burak+%25281%2529+%255B1600x1200%255D.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: auto; margin-right: auto;"><img border="0" height="268" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjmqpZpHS5gmioL_7rZl6h3GrRqyMEY4cp7ljvWgXk4KV7fN2aKZhEZza0j6X7E1InkzlS15f51B2eLgeMcnaTChS_lfZgJoDy9thB2jHdbbK71quePasfPvZjMQVUHvUumm5PpbWo3J8A/s400/burak+%25281%2529+%255B1600x1200%255D.jpg" width="400" /></a></td></tr>
<tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;"><span style="font-size: xx-small;">foto: Burak Teoman</span></td></tr>
</tbody></table><div style="font-weight: normal; margin-bottom: 0cm;"><br />
</div><div style="font-weight: normal; margin-bottom: 0cm;">Diyecektim ki mutluluk, ilişki taktikleri, diyecektim ki yeni sezon umutları... </div><div style="font-weight: normal; margin-bottom: 0cm;">Güzel şeylerden bahsedecektim bugün. Tasarım harikalarından bahsedecektim. Mutlu azınlık uğraşlarından... </div><div style="font-weight: normal; margin-bottom: 0cm;">Hayat zaten yeterince zor; yeterince olumsuzluk üzerine. Ben hayatı hafifletecektim. Senin için. Bir nebze olsun, bir paragraf olsun. </div><div style="font-weight: normal; margin-bottom: 0cm;"><br />
</div><div style="font-weight: normal; margin-bottom: 0cm;">Olmadı. </div><div style="font-weight: normal; margin-bottom: 0cm;">Boğazıma geldi bir düğüm oturdu. </div><div style="font-weight: normal; margin-bottom: 0cm;">17 ağustos'u suçlamayacağım. O sadece bir tarih. Suçlanacak başka merciiler var. </div><div style="font-weight: normal; margin-bottom: 0cm;">99 depreminden sonra, daha büyük bir deprem gerçekleşeceği neredeyse kesinleşmişken; ne kadar altyapı güçlendirilmesi yapıldı? Pardon iki değil, on iki yıl geçti. </div><div style="margin-bottom: 0cm;"><strong><span style="font-weight: normal;">Hepimizin diline pelesenk olan isim Veli</span></strong><span style="font-weight: normal;"> G</span><strong><span style="font-weight: normal;">öçer,</span></strong><span style="font-weight: normal;"> yedi yılda serbest kaldı diye tepki bile gösteremiyorum çünkü çürük konutlarla cinayet işleyen 1200 müteahit yargılanmamış bile. </span> </div><div style="margin-bottom: 0cm;"><span style="font-weight: normal;">Bugün 8 şehit haberini okuyunca, dönüp de size mutluluk formülleri yazamadım. </span> </div><div style="margin-bottom: 0cm;"><span style="font-weight: normal;">Bize hep uzak ya onlar; isimleri şehit 1, şehit 2, şehit 3. </span> </div><div style="margin-bottom: 0cm;"><span style="font-weight: normal;">Sadece öldükleri gün "vah vah" dediğimiz, yalancıktan değil belki samimiyetle ama bir anlık üzüldüğümüz isimsiz insanlar. Sevdiği olan, annesi olan, en sevdiği yemek köfte-makarna olan, belki haftada bir tek rakı atan, arkadaşlarıyla makara yapmayı seven genç erkekler. Şehit deyince bu özelliklerini unutuyor muyuz acaba? </span><b>Onlar, kendi seçimleri bile olmadan bu toprakta doğdukları için, bu toprak uğruna can vermeye mecbur mu? Toprak savaşı bile değil ki artık bu... </b> </div><div style="margin-bottom: 0cm;"><span style="font-weight: normal;">Akp yönetimi süresince 829 şehit vermişiz. "Başa gelen herkes kadar onlar da çalıyor ama bu adamlar çalışıyorlar da yani" demesin kimse lütfen. </span> </div><div style="margin-bottom: 0cm;"><span style="font-weight: normal;">Umut yok. </span> </div><div style="margin-bottom: 0cm;"><span style="font-weight: normal;">Kusura bakma ama yok. </span> </div><div style="margin-bottom: 0cm;"><span style="font-weight: normal;">Şort giyen sporcunun taciz edildiği, Asmalımescit'teki masaların kaldırıldığı, aman diyim yürürken iki güzel tıngırtı duyarız diye sokak müzisyenlerinin yasaklandığı, kadının evde şiddet dışarda taciz gördüğü, maaş alamayan doktorların, tayin alamayan öğretmenlerin sesine kulak verilmediği, sanata ve spora zerre önem gösterilmeyen bir ülkede umut yok. </span> </div><div style="margin-bottom: 0cm;"><span style="font-weight: normal;">Demokratik olma adı altında intikam peşindekilerin yaşattıkları kalbimi sıkıştırıyor. </span> </div><div style="margin-bottom: 0cm;"><span style="font-weight: normal;">İçim üzülüyor. </span> </div><div style="margin-bottom: 0cm;"><span style="font-weight: normal;">Gerçekten. </span> </div><div style="margin-bottom: 0cm;"><span style="font-weight: normal;">Ama biliyorum ki birazdan geçer, Starbucks'tan bir kahve eşliğinde dedikodu yapmaya başlarım. </span> </div><div style="margin-bottom: 0cm;"><span style="font-weight: normal;">Çünkü biz ancak carcar konuşuruz. </span> </div><div style="margin-bottom: 0cm;"></div><div style="margin-bottom: 0cm;"></div>fortfoliohttp://www.blogger.com/profile/03138966500927446897noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-3639972308260597366.post-77885124152331660632011-08-10T16:06:00.003+03:002011-10-05T13:39:30.823+03:00süzME yoğurt<div class="separator" style="background-color: #f3f3f3; clear: both; color: black; font-family: inherit; text-align: center;"></div><div style="background-color: #f3f3f3; color: black; font-family: inherit;"></div><table align="center" cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="background-color: #f3f3f3; color: black; font-family: inherit; margin-left: auto; margin-right: auto; text-align: center;"><tbody>
<tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhDNzqeqUMUtARyNlQEOI_sb28izMRWhIrzf4-N4jqn8xZtJoiZnD7BlvmgWmPZRS19I2GDbt2lfAdTL3-z5xHDMDOxhBgnswtojQ_R_UdWKPlHcn6I3PowUzfz_lF6XC0iMsMQGZ0p-gk/s1600/eyes+of...+%255B1600x1200%255D.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: auto; margin-right: auto;"><img border="0" height="640" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhDNzqeqUMUtARyNlQEOI_sb28izMRWhIrzf4-N4jqn8xZtJoiZnD7BlvmgWmPZRS19I2GDbt2lfAdTL3-z5xHDMDOxhBgnswtojQ_R_UdWKPlHcn6I3PowUzfz_lF6XC0iMsMQGZ0p-gk/s640/eyes+of...+%255B1600x1200%255D.jpg" width="436" /></a></td></tr>
<tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;"><span style="font-size: xx-small;">foto:Burak Teoman</span></td></tr>
</tbody></table><div style="background-color: #f3f3f3; color: black; font-family: inherit; margin-bottom: 0cm;"><br />
</div><div style="background-color: #f3f3f3; color: black; font-family: inherit; margin-bottom: 0cm; text-align: center;">Elele yürüyen sevgililer bir an göz göze geldiler.<br />
Hafif bir rüzgar esti aralarından, sanki yetişecekleri bir yer yokmuşcasına adımları yavaşladı. </div><div style="background-color: #f3f3f3; color: black; font-family: inherit; margin-bottom: 0cm; text-align: center;">Kadın, "yakışıyoruz biz ya" diye düşünürken; erkek "akşamki basket maçı 8 mi 9 mu acaba?" diye aklından geçirdi. Art niyetsiz. Yaradılış böyleydi. Gülümsediler.<br />
Dar bir sokaktan geçip kalabalık bir meydana çıktılar. Adamın gözleri bir yere takıldı.<br />
Takıldı, takıldı, takıldı...<br />
Baştan aşağı süzdü, gözleri aklından geçenleri belli etmedi ama sevgilisi gibi, gözlerinin takıldığı kadın da kendisini süzdüğünü biliyordu.<br />
Süzmek mi, kesmek mi, bakmak mı, öküz mü artık ne denirse...<br />
Diğer kadın sırtını dikleştirip salındı. Bir an için kadınlar gözgöze geldi, geçip giderken kendinden emin bir şekilde çok hafif gülümsedi. Sevgili olup eli tutulan kadının ise yavaşça yüzü asılmaya başladı.<br />
Hep böyle değil mi zaten, bir kadın gülerken beriki ağlar.</div><div class="separator" style="background-color: #f3f3f3; clear: both; color: black; font-family: inherit; text-align: center;"></div><div style="background-color: #f3f3f3; color: black; font-family: inherit; margin-bottom: 0cm; text-align: center;"><br />
</div><div style="background-color: #f3f3f3; color: black; font-family: inherit; margin-bottom: 0cm; text-align: center;">Adam, sevdiği kadına dönüp de gözlerinin, gözlerini takip ettiğini farkedince hızla düşünmeye başladı.<br />
-hoppala, gene çaktı! Bu da sürekli benim nereye baktığıma mı bakıyor nedir? Şimdi gene sarkıtcak suratı, hiç çekilmez. Gözlerime de mi tapu koydun kızım! O değil de o ne biçim memeydi hehe!<br />
- of allaaam, öküzüme bak yaa... Hiç bir şey olmamış gibi davranıyor, aklınca zaman kazanıyor ama bariz çılgınca kesti karıyı. O da bir şeye benzese, inek gibi açmış teşhirci! Hay allahım bunun gözü hep mi dışarda olacak?</div><div style="background-color: #f3f3f3; color: black; font-family: inherit; margin-bottom: 0cm;"><br />
Bundan sonrası senaryo belli; ya içe dönülür susulur bir süre sıkıcı bir şekilde, ya kadın arıza çıkartır, ya da adam işi pişkinliğe vurur! Nedir yani ne olacak baktıysam...</div><table align="center" cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="background-color: #f3f3f3; color: black; font-family: inherit; margin-left: auto; margin-right: auto; text-align: center;"><tbody>
<tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgB33Vmf-8g4HoYVJPpYeAhwd5ExzS3O_61yJh5uRt-IYal39fXzCE8LWJl9rkbrCnqz3ddSF0No0q63UsGJ7yuVI4EGHLc-8ePQkMko0GZLMBYHYeu1wZqgVcQuDaWL0mRzDcY8z2E95Y/s1600/unnamed.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: auto; margin-right: auto;"><img border="0" height="213" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgB33Vmf-8g4HoYVJPpYeAhwd5ExzS3O_61yJh5uRt-IYal39fXzCE8LWJl9rkbrCnqz3ddSF0No0q63UsGJ7yuVI4EGHLc-8ePQkMko0GZLMBYHYeu1wZqgVcQuDaWL0mRzDcY8z2E95Y/s320/unnamed.jpg" width="320" /></a></td></tr>
<tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;"><span style="font-size: xx-small;">bu foto cuk oturdu :) </span></td></tr>
</tbody></table><div style="background-color: #f3f3f3; color: black; font-family: inherit; margin-bottom: 0cm;"><br />
Peki nedir yani hakkaten, kadın niye bu kadar takar bu saniyelik olaya?<br />
<b>Hemen açıklayalım efendim.</b><br />
Diğer kadının daha güzel olması ya da olmaması mevzu bahis değil! Onu kıskanacak kadar sığ değilim! Bak geldi geçti bile yanımızdan. Sonuçta adam benim elimi tutuyor farkındayım. İstemese tutmazdı onu da biliyorum, kelepçelemedik ya... Ancak gel gör ki benim elimi tutarken başkalarını kesmesine sinirleniyorum.</div><div style="background-color: #f3f3f3; color: black; font-family: inherit; margin-bottom: 0cm;"><br />
<b>Bir</b>, bunu küçük düşürücü buluyorum. Ben baksam aynı şekilde adamlara, olay çıkartır. Kendini bir görse o sırada, sırtlan gibi itici! Ya da ben mememi o kadar açınca bir araba laf ediyor! Neden çünkü biliyor diğerlerinin düşüncelerini.<br />
<br />
<b>İki</b>, nasıl ki erkek erkeği biliyorsa; kadın da kadını biliyor. O bir saniyelik bakışa maruz kalmak, sinirini erkeğin başkasına bakmasından daha çok bozuyor. Neden o ne idüğü belirsiz kadın beni küçümsesin, "hahayt yanında sevgili var ama ben o kadar güzelim ki gözleriyle beni yedi" desin?<br />
<br />
<b>Üç</b>, sanki bana elinde sevgilisi olan erkekler hiç bakmıyor mu? Ben ne düşünüyorum o arada? "gerzek herif!" diyorum, ilgimi bile çekmiyor. Neden benim "sevgilim dediğim adam" herkes gibi olsun?</div><div style="background-color: #f3f3f3; color: black; font-family: inherit; margin-bottom: 0cm;">Mehmet Gürs, Mehmet Günsur gibi erkekler neden o kadar çekici biliyor musunuz? Hayır biri Türkiye'nin en yetenekli şefi ve acaip yakışıklı, beriki hem süper bir aktör hem de eriten bir gülüşe sahip diye değil. Onun da payı yok değil şimdi ama ikisi de "bir daha dünyaya gelsem yine sevgilime aşık olurdum, bir kadını derinlemesine tanımak tüm kadınları tanımaktan daha özel" demeçleri verdikleri için... Dönüp de bir başkasını süzmedikleri için!<br />
<br />
Ben bakmıyor muyum peki yanımdan geçen yakışıklı erkeklere ya da taş gibi kadınlara? Bal gibi de bakıyorum. Hatta ben göstermiyor muyum "ne güzel kadın" diye...<br />
Peki benim yanımdaki erkek niye rahatsız olmuyor bundan? Onu da o düşünsün artık!<br />
<br />
<b>Daha güzel, daha çıtır, daha dekolteli, daha seksi kadınlar hep olacak!<br />
Erkekler hep bakacak, kadınlar çaktırsa da çaktırmasa da bozulacak! </b></div><div style="background-color: #f3f3f3; color: black;"><b style="font-family: inherit;"> </b></div><div style="background-color: #f3f3f3; color: black; font-family: inherit; margin-bottom: 0cm;"><b>İşin sırrı sevdiğini rencide etmemekte...<br />
Bilmem anlatabildim mi? </b></div><div style="background-color: #f3f3f3; color: black; font-family: inherit; margin-bottom: 0cm;"><br />
</div><div style="background-color: #f3f3f3; color: black; font-family: inherit; margin-bottom: 0cm;">p.s. Bir de yanında sevgilisi olduğu halde adama fingirdeyen kadınlar var. </div><div style="background-color: #f3f3f3; color: black; font-family: inherit; margin-bottom: 0cm;">Onlar da başka bir vaka-i vakvakiye!<br />
<br />
fortfolio'yu <a href="http://www.facebook.com/pages/fortfolioblogspotcom/126842360696418">facebook</a>'tan takip ediyor musunuz? </div>fortfoliohttp://www.blogger.com/profile/03138966500927446897noreply@blogger.com2tag:blogger.com,1999:blog-3639972308260597366.post-19577651675798957102011-08-04T13:00:00.000+03:002011-08-04T13:00:28.492+03:00Zaman zamanı<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEikwhmUC5FeKCQ7ExfRVKOr4j9nW-BX37zx6jtbfboVObec45su9MFfQW50_wVRc6hYYLafC-Q74uuZ10YBXnKZazXhRRQz7DOOTq-cs6rkZzZBGddXdnBkKIrSNnyToTsm3C3HaxwGOrI/s1600/ben.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="266" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEikwhmUC5FeKCQ7ExfRVKOr4j9nW-BX37zx6jtbfboVObec45su9MFfQW50_wVRc6hYYLafC-Q74uuZ10YBXnKZazXhRRQz7DOOTq-cs6rkZzZBGddXdnBkKIrSNnyToTsm3C3HaxwGOrI/s400/ben.jpg" width="400" /></a></div><div style="margin-bottom: 0cm;"><br />
</div><div style="margin-bottom: 0cm;">Nadas zamanı, tatil zamanı, susma zamanı, sevişme zamanı, sabretme zamanı, dinlenme zamanı...<br />
Benim inancımda bu.<b> Zaman.</b><br />
Zamanın gücüne ve doğru zamanlamaya inanırım.<br />
<b>Unutturur, hafifletir, pekiştirir, vazgeçtirir, gülümsetir. </b>Nakittir, pırlantadır, asla geri gelmez.<br />
Ona paha biçilemez!<br />
<br />
Şimdi yazma zamanı.<br />
Çok sustum değil mi?<br />
Umudu kestin değil mi?</div><div style="margin-bottom: 0cm;">fortfolio mu tek derdim Allah aşkına?<br />
Ölümden döndüm geldim, şaşırdım pamuk ipliğine bağlılardan biri de benmişim. Herkes gibi herkesmişim. Bende mi Brutus?<br />
Hani hiç bize dokunmaz ya, hani hep başkalarının başına gelir hastalıklar, bir tanıdık diye anlatırız. Bu sefer de bir tanıdık, bana biraz fazla yakın!</div><div style="margin-bottom: 0cm;"><br />
</div><div style="margin-bottom: 0cm;">fortfolio'nun suskunluğu blog yasaklarıyla başladı önce, tam bitti derken bir küçük salata mikrobu yüzünden karaciğerimin 3/4'ünü kaybederek bir hafta hastane, iki ay İzmir'de anane kucağında mecburi dinlenme... Sonrada sudan çıkmış balıkla yeniden ve istemeden İstanbul'a ayak uydurma çabaları...<br />
<b>Yazmak başka şeye benzemiyor, hem kolay hem çok zor; sen ilham de istersen ya da motivasyon, ben heves diyorum; o bir kere kaçtı mı zor geri geliyor.</b><br />
Sokak sürpüntüsü gezenti hevesim "hastayım, unuttum yazmayı, aman zaten çabuk yoruluyorum, dur tatil yapalım" diye diye oyalandı durdu.<br />
<br />
<b>Ama şimdi yazma zamanı...</b><br />
Dökülecekler birikti... Beynimin ruhuma sadık bir köşesi, diğer büyük ve tembel tarafa inat hep düşündü, hep küçük notlar aldı, hep ama hep okudu...<br />
<br />
Şimdi yazma zamanı...<br />
<b>Çünkü ben yazmayınca sığ biri oluyorum. </b>Abuk subuk ya da mantıklı, tek yönlü ya da beş taraflı farketmez, mutlaka yazmalıyım. Ama yazmadıkça yazamıyor, yazmadıkça kuruyorum. </div><div style="margin-bottom: 0cm;"><br />
</div><div style="margin-bottom: 0cm;">Hikayelerim olmayınca uyuz bir bitkiye dönüşüyorum. Çiçeksiz, renksiz, zamansız biten, kokusuz, tatsız.<br />
Hem ben yazmadıkça düşünmüyorum da... Gerçekten!<br />
Yazmadıkça unutuyor, yazmadıkça anlamıyorum. Yazmadıkça biraz salağım.<br />
Ne yapalım bende kendimi böyle ifade ediyorum.<br />
<b>Harika yazdığımdan değil, yazmadıkça eksik olduğumdan geri geldim. Yazmadıkça huzursuz, yazmadıkça yüzeysel...</b></div><div style="margin-bottom: 0cm;"><br />
Ha tabii yeniden yazmaya başlayıp yayınlamamayı da tercih ederdim de... Onu da arkadaşlarım kadar hiç tanımadığım takipçilerin ısrarla yazıları beklemesinin ve beni tartaklamasının verdiği heves/mutluluğa bağlayalım.<br />
Hala mesaj ve yorum alıyorsam benden umudu kesmemişsin demektir.<br />
Hatta o yüzden aylar sonraki ilk yazımı da bana destek olmak adına (facebook-twitter-mail-friendfeed allah ne verdiyse) paylaşacaksın demektir :)<br />
<br />
Şimdi yazma zamanı ama bu ayrılık beni biraz değiştirdi. (her ayrılıkta öyle olmaz mı)<br />
fortfolio artık haftada bir yayınlanacak çünkü yazarı zaman içinde başka sürprizlere gebe.<br />
Hem fortfolio artık daha interaktif olcak, sizin isteklerinizi ve taleplerinize daha dönük olacak. <a href="mailto:fortfolio@gmail.com">fortfolio@gmail.com</a> parmaklarınızın klavyeye vurmasını bekliyor. Canınız ne isterse yazmak, fikir paylaşmak, yazı konusu vermek ya da dertleşmek için...<br />
<br />
P.S: offf en zoru ilk yazıyı yazmak, bu açıklamayı yapmaktı. Bunu yapmamak için bir kaç hafta erteledim yeniden başlamayı. Bayat ve yedek yazılarım da yok hadi bana yardım edin, destek olun.<br />
Hoşbuldum vallahi!</div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjNC7ubV8deVaDlkFj7z1YiC3GpsLu8mX9NRP1IIFIJbz86A4b0bnWyESG3S_OKzSQwI9od_THZSlLZPKKWinVE2-LNTIJU0hMJe9gvSTCjwDxcv0c298aCRoSCqibkv9wxXYS1VarRJTE/s1600/back_to_the_future.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="155" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjNC7ubV8deVaDlkFj7z1YiC3GpsLu8mX9NRP1IIFIJbz86A4b0bnWyESG3S_OKzSQwI9od_THZSlLZPKKWinVE2-LNTIJU0hMJe9gvSTCjwDxcv0c298aCRoSCqibkv9wxXYS1VarRJTE/s400/back_to_the_future.jpg" width="400" /></a></div><div style="margin-bottom: 0cm;"><br />
<br />
</div>fortfoliohttp://www.blogger.com/profile/03138966500927446897noreply@blogger.com11tag:blogger.com,1999:blog-3639972308260597366.post-89706561028294688272011-03-22T11:30:00.000+02:002011-03-22T11:30:48.966+02:00Terlik, alarm, tını, söz.<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEj99N7Ggsdlxuiiu77Cm4iYEIz2e7kWDpFDlWZSySX5Majs7v5BR-h_dSVyejHuqkz4UiaUmsAGuE_bOgN5Id3bMDhDxNfCALhwQlhRfxsSRJg4sont0STUCV32wG9wqm_KOmYD_JnR6_g/s1600/jeanseberg.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="400" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEj99N7Ggsdlxuiiu77Cm4iYEIz2e7kWDpFDlWZSySX5Majs7v5BR-h_dSVyejHuqkz4UiaUmsAGuE_bOgN5Id3bMDhDxNfCALhwQlhRfxsSRJg4sont0STUCV32wG9wqm_KOmYD_JnR6_g/s400/jeanseberg.jpg" width="281" /></a></div><div style="margin-bottom: 0cm;"><b><br />
</b></div><div style="margin-bottom: 0cm;"><b>Herkes aynı şeyleri yaşar. </b></div><div style="margin-bottom: 0cm;"><b>Bir kadın bir erkek, tak fişi bitir işi, çin işi japon işi bunu yapan iki kişi. </b><br />
Herkes romantik yemek yer, herkes kıskançlıktan kavga eder, her kadın “ay benimki de bana böceğim diyor”; her erkek “benim hatun da tripcan” der.<br />
</div><div style="margin-bottom: 0cm;">Ama her ilişki de nev-i şahsına münasırdır. Hani deriz ya, X olmadan Y ile iliş'meyi yargılayamayız. Aynen öyle! </div><div style="margin-bottom: 0cm;"><br />
</div><div style="margin-bottom: 0cm;">Şeytan'dır ayrıntıda gizli olan, detaydır farklılığı yaratan, ilişkiyi dönüştüren... Hem de küçücük bir detay. </div><div style="margin-bottom: 0cm;"><br />
</div><div style="margin-bottom: 0cm;">Hiçbir hediye beni mutlu etmedi, o habersiz alınan bir çift terliğin ettiği kadar... O sıcaklıktı, o düşünmekti. Hem evde yer açmak, hem de üşümemem için efor sarfetmekti. </div><div style="margin-bottom: 0cm;">Üç liraya bir çift pembe pofuduk terlik, sana salak ve anlamsız gelir, benim için çok şey demek. </div><div style="margin-bottom: 0cm;"><br />
</div><div style="margin-bottom: 0cm;">Hani sen X şehrinde, ben Y şehrinde, sabaha karşı saat 5. Telefonum uyandırmak için çaldığında.<br />
Geceden “ararım” diye sözleşmeden, Z şehrine giden uçağı kaçırmayayım diye, alarmını kurup beni araman. Hem de dinlenmen gereken günde; uykudan konuşamaz haldeyken, beni uyandırman. <b>Tatlı.</b> </div><div style="margin-bottom: 0cm;"><br />
Hani neşeyle sana güzel kariyer gelişmesini anlattıktan sonra sevinmen. Öylesine değil, merakla sorarak, içten tebrik ederek. <b>Alışılmadık.</b> </div><div style="margin-bottom: 0cm;"><br />
</div><div style="margin-bottom: 0cm;">Hani sesimdeki bir küçük tını ya da yüzümdeki bir küçük mimik düşmesi. Senin bunu farketmen. Dönüp hiç bozulmadan, kızmadan; açıklama yapmaya girişmen. <b>Farklı.</b> </div><div style="margin-bottom: 0cm;"><br />
</div><div style="margin-bottom: 0cm;">Özür dilemeyi, teşekkür etmeyi, rica etmeyi bilmen. Abartmadan, es geçmeden, üşenmeden bu sözcükleri sarf etmen. <b>Az bulunur.</b><br />
<br />
Hani yazı seni adres edince; çantada keklik sanmak bir yana; "mutlu ettiğim için mutlu oldum, utandım" demen. Özel. </div><div style="margin-bottom: 0cm;"><br />
</div><div style="margin-bottom: 0cm;">Bu terlik, bu telefon, bu tını ve bu sözler yüzünden...</div><div style="margin-bottom: 0cm;">Burnumu boynuna dayayıp derin bir soluk alınca, tüm sorunları geride bırakmam.<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhEQe71gK7DwEQaNV-DDCv_o-qv2hmRfLIaVmJoasqEeU3sHuHTj-npC0-88voUgZzCNRPrAn1mqv-H-7mWEnouFy8W6e_x9xtrDKyMfMBW4MD0A2KYderxc3ScvIR4u36VSc7aMMdP0sY/s1600/detail.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="243" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhEQe71gK7DwEQaNV-DDCv_o-qv2hmRfLIaVmJoasqEeU3sHuHTj-npC0-88voUgZzCNRPrAn1mqv-H-7mWEnouFy8W6e_x9xtrDKyMfMBW4MD0A2KYderxc3ScvIR4u36VSc7aMMdP0sY/s400/detail.jpg" width="400" /></a></div></div>fortfoliohttp://www.blogger.com/profile/03138966500927446897noreply@blogger.com2tag:blogger.com,1999:blog-3639972308260597366.post-65671981382089065672011-03-02T10:26:00.000+02:002011-03-02T10:26:44.330+02:00Bir erkek, dört kadın.<style>
@font-face {
font-family: "Times New Roman";
}p.MsoNormal, li.MsoNormal, div.MsoNormal { margin: 0in 0in 0.0001pt; font-size: 12pt; font-family: "Times New Roman"; }table.MsoNormalTable { font-size: 10pt; font-family: "Times New Roman"; }div.Section1 { page: Section1; }
</style><br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiQHbAXrLnffgBWimd3ydYvTf5hmaZacGCgWH9r4Pzf20_XoOuc3h9DpyfarD1roLN8kMsN00gtHizxzt33avI7om_0MV4ZRwrqFVNEnagoVtjm5XPvsHSuy7cI5KFg7Go716Jy-3ayhGk/s1600/4kad%25C4%25B1n.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="400" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiQHbAXrLnffgBWimd3ydYvTf5hmaZacGCgWH9r4Pzf20_XoOuc3h9DpyfarD1roLN8kMsN00gtHizxzt33avI7om_0MV4ZRwrqFVNEnagoVtjm5XPvsHSuy7cI5KFg7Go716Jy-3ayhGk/s400/4kad%25C4%25B1n.jpg" width="400" /></a></div><div class="MsoNormal"><span lang="TR">Tık! Tık! Tık! </span></div><div class="MsoNormal"><span lang="TR">Ses 1-2 deneme! </span></div><div class="MsoNormal"><span lang="TR">Karşıt cinslerim, bir duyurum var! </span></div><div class="MsoNormal"><span lang="TR"><b>Biz artık bir erkeğe dört kadın döneminde değiliz.</b></span><span lang="TR"> Aaaa şaşırdınız mı? Nasıl ki siz savaşa gitmek, hayvan avlamak, tarla sürmek yerine, daha çok beyninizi çalıştırdığınız işlerde; kapalı plazaların açık ofislerinde çalışıyorsunuz. Biz de artık üç kadınla bir erkeği paylaşmıyoruz. Devir değişti, hem de her alanda, yolarız valla! </span></div><div class="MsoNormal"><br />
</div><div class="MsoNormal"><span lang="TR">Tık! Tık! Tık! </span></div><div class="MsoNormal"><span lang="TR">Ses 1-2 deneme! </span></div><div class="MsoNormal"><span lang="TR">Hemcinslerim, size de bir sorum var. </span></div><div class="MsoNormal"><span lang="TR"><b>Erkekler için kaçıncı kadın olduğunuzu biliyor musunuz?</b></span><span lang="TR"> Hayır sırasıyla gelen, üçüncü, beşinci ya da “sen bu eve gelen ilk kızsın” sayısını irdelemiyorum. Şu anda, hayatınızda olan esas adamın hayatındaki hangi kadınsınız? </span></div><div class="MsoNormal"><br />
</div><div class="MsoNormal"><span lang="TR">Tamam, kafanız karıştı. Hemen anlatıyorum. (Zaten ben bir türlü, ben kafama geleni çiziktireyim, anlamazlarsa daha “cool” olurum blogçularından olamadım.) </span></div><div class="MsoNormal"><br />
</div><div class="MsoNormal"><span lang="TR">Bir erkek, dört kadın barındırır hayatında... 4+1 daire kurar, merkeze kendini koyar. </span></div><div class="MsoNormal"><br />
</div><div class="MsoNormal"><span lang="TR"><b>Birincisi esas kadın! </b></span></div><div class="MsoNormal"><span lang="TR">Onun gözünün içine bakılır. Hayatındadır ya da hayatına girsin diye çırpınılıyordur. O götürmelik değildir, ona yavşaklık yapılmaz, düşünceli davranılır, o akla gelince gülümsenir. O özeldir, onun kokusu içe çekilir, ona düşünülmüş hediyeler alınır, ona harcanan para helaldir. O aranır, ona özenilir. </span></div><div class="MsoNormal"><br />
</div><div class="MsoNormal"><span lang="TR"><b>İkincisi yazar kasa. </b></span></div><div class="MsoNormal"><span lang="TR">Senin baban bir yazardı evladım; önüne gelene yazardı. Eski bir arkadaştır o, belki de iş yerindeki bekar hatun. Ona yazılır. Flörtün suyu çıkana kadar hem de. Feysbuk, tivitır, msn yardımcı elemanlarıyla zekasına ve seksapeline iltifat edilir. Ona esas kızla olan sorunlar da anlatır, fanteziler de... Ayrıca onun seks hayatı da irdelenir. Dost gibidir ama insan dostuyla tost olmak ister mi hiç? </span><br />
<span lang="TR">Boku çıkarılmazsa zararsız flörtten, en fazla bir mastürbasyon karakteri olmaktan öteye gidilmez. O kadının egosu okşanır ama şefkat açı olduğu günlerde ümitleri de kabarabilir. O kadın işte o zaman, tehlikeli olur. </span></div><div class="MsoNormal"><br />
</div><div class="MsoNormal"><span lang="TR"><b>Üçüncüsü yedek telefon. </b></span></div><div class="MsoNormal"><span lang="TR">O aranmaz, sorulmaz öyle her daim. Hatun kişiyle ya daha önce tek vücut olunmuştur; ya da kolayca penetrasyon gerçekleşebileceği ihtimali göz kırpmasından alınmıştır. O güvencedir, o elimi sallasam ellisinin gözdesidir. O, bazen de barda tanışılan hatundur. Telefondan adı silinmez. Adı silinse, mesajı silinmez. Ona “hani hatırlıyor musun” cümleleri kurulur. Ona yağ çekilir, komiklikle yavşanır. Ona piç gibi davranılır. Onunla münasebetin mahşer saati, sabah erken saatlere denk gelir. Sabah o kadın yatakta, kaşına kaşına uyuyorsa; erkek şeytan görmüşe döner. Mümkünse geceden gitsin, hani alkol damarlarda cirit atmaya devam ederken... Çünkü onun kokusuna sadece sevişirken tahammül edilir. </span></div><div class="MsoNormal"><br />
</div><div class="MsoNormal"><span lang="TR"><b>Dördüncüsü next olmaz kontejanından ex. </b></span></div><div class="MsoNormal"><span lang="TR">O, geçmişte kalmıştır. Ondan bir şeyler öğrenilmiş, ona çok kızılmış, ona sırlar anlatılmıştır. O, masumiyet döneminin bir timsalidir. Kimi zaman gelir erkeğe göz kırpar. Bu geliş, içki sofrasında beynin flashback ile oyunu da olur, yolda karşılaşıp sığ bir “melaba naber” de olur. Ona geri dönülmez. Geri dönülmeyeceği halde, etkisi çok büyüktür. Çünkü o dündür ve dün bugünü etkiler. Onun yüzünden, esas kıza önyargılı davranılır, onun yüzünden bazen bir sözcükten korkulur. </span></div><div class="MsoNormal"><br />
</div><div class="MsoNormal"><span lang="TR">Sevgili fortfolio okuru, bize ayrılan sürenin ve analizin sonuna geldik. Şimdi tekrardan yukarı çıkalım, erkekler duyurumu, kadınlar sorumu okusun. </span></div><div class="MsoNormal"><span lang="TR">Dağılabiliriz. </span><br />
<br />
<span lang="TR">(Digiturk eğer blogspot'u kapatmaya kararlıysa, ben de digiturk'u kapatmaya kararlıyım. </span><a class="trend-link" href="http://twitter.com/#%21/search/%23blogumadokunma">#blogumadokunma</a> ciddiyim!)</div><div class="MsoNormal"><br />
</div>fortfoliohttp://www.blogger.com/profile/03138966500927446897noreply@blogger.com4tag:blogger.com,1999:blog-3639972308260597366.post-9385682407243574142011-02-26T23:54:00.000+02:002011-02-26T23:54:00.541+02:00Ölmeni istemiyorum.<style>
@font-face {
font-family: "Times New Roman";
}p.MsoNormal, li.MsoNormal, div.MsoNormal { margin: 0in 0in 0.0001pt; font-size: 12pt; font-family: "Times New Roman"; }table.MsoNormalTable { font-size: 10pt; font-family: "Times New Roman"; }div.Section1 { page: Section1; }
</style><br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjSxxhV1vhoOYwXjXx47fKDl0-2JG7oTvCUK9-KvaKNulv-SmYKIaOiXtGDVltl1Cn36dR18uiu6xXjQC3wkmt7Ae8WmfGemSuEqhI8HllPdkm9neOGAE6n_eUl77HXnq_kgKWShTUqCqA/s1600/kiss+me.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="400" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjSxxhV1vhoOYwXjXx47fKDl0-2JG7oTvCUK9-KvaKNulv-SmYKIaOiXtGDVltl1Cn36dR18uiu6xXjQC3wkmt7Ae8WmfGemSuEqhI8HllPdkm9neOGAE6n_eUl77HXnq_kgKWShTUqCqA/s400/kiss+me.jpg" width="268" /></a></div><div class="MsoNormal"><span lang="TR">Bana saçma sorularla gelmeyin. </span></div><div class="MsoNormal"><b><span lang="TR">Nasıl gidiyor ilişkin?</span></b></div><div class="MsoNormal"><span lang="TR">Ne acaip bir soru bu! Ne cevap vereceğimi bilemiyorum...</span></div><div class="MsoNormal"><br />
</div><div class="MsoNormal"><span lang="TR"><span style="color: blue;">a)</span> iyi gidiyor (ne demekse...)</span></div><div class="MsoNormal"><span lang="TR"><span style="color: blue;">b)</span> kötü gidiyor (çünkü şu sebepten, bak şimdi dinle!bla bla bla bla)</span></div><div class="MsoNormal"><span lang="TR"><span style="color: blue;">c)</span> çok ateşli (uuuuuu)</span></div><div class="MsoNormal"><span lang="TR"><span style="color: blue;">d)</span> monoton </span></div><div class="MsoNormal"><span lang="TR"><span style="color: blue;">e)</span> sanane! (hani bu da söylenmiyor, kimisi boş boğazlıktan soruyor tamam da kimisi de gerçekten seni merak ediyor) </span></div><div class="MsoNormal"><br />
</div><div class="MsoNormal"><span lang="TR">Cevap veriyorum;<span style="color: blue;"> f) </span>hepsi. </span></div><div class="MsoNormal"><span lang="TR">Şimdi zaten bir ilişkinin iyi gitmesi, kötü gitmesi diye bir şey yok. İlişkinin doğasına aykırı! </span></div><div class="MsoNormal"><b><span lang="TR">Pazartesi harika, çok ateşli; salı kafasını kırmak istiyorum, kızgınlıktan kulaklarım tütüyor; çarşamba yüzünü görmek istemiyorum, çok kırgınım; perşembe ağaçlara kalp çizme niyetindeyim, çok aşığım.</span></b></div><div class="MsoNormal"><span lang="TR">Bu böyle. Olay bu. Bazen gün gün değişiyor, bazen hafta hafta. Ama hep bir dalgalanma mevcut. </span></div><div class="MsoNormal"><span lang="TR"><span style="color: blue;">Doğası gereği, deniz gibi... İçinde her renk mevcut; koyu mavi, gri, yeşilimtrak, turkuaz, kurşuni... </span></span></div><div class="MsoNormal"><span lang="TR">Hani bazen düşünüyorum, iliş’mezken daha mı rahatız diye... Mutlu demedim bak, belki daha kendine dönük, belki daha dalgasız...</span></div><div class="MsoNormal"><span lang="TR">Sonra vazgeçiyorum, yok! </span></div><div class="MsoNormal"><br />
</div><div class="MsoNormal"><span lang="TR">İliş’in dostlarım! Siz siz olun iliş’in! </span></div><div class="MsoNormal"><span lang="TR">İlişki yaşamak insanı başka bir yere taşıyor. Kalbi daha yumuşuyor; ailesi ve dostları dışında birini daha kabuk içine alıyor. Daha ılımlı, daha umutlu oluyor. Daha nazlı olabiliyor, nazını çekecek biri var diye... Daha paylaşımcı oluyor; bu bazen bir pizzayı, bazen kanapeyi, bazen hastalığı, bazen bir bardak votkayı paylaşmak oluyor. </span></div><div class="MsoNormal"><br />
</div><div class="MsoNormal"><span lang="TR">Yalnızlık büyük hastalık; bu hastalık kalp soğumasıyla başlayarak ölüme kadar uzanıyor. Mecaz değil, gerçek ölüm. </span></div><div class="MsoNormal"><br />
</div><div class="MsoNormal"><span lang="TR">Üstelik iliş-mezken daha rahat olduğumuz da koca bir yalan. Belki bir ay kafa dinlersin, sonra yine ava çıkarsın. Ciddi, lakayt, uzun, kısa, tek gecelik, beş gecelik... Avcının gözü hep açıktır. </span></div><div class="MsoNormal"><span lang="TR">Hem ilişkiye girmediğin zaman, bir ilişki peşinde daha fazla enerji harcıyorsun. İlla sevgili olmaktan, evlenmekten bahsetmiyorum yahu. Anlamsız seks için bile enerji harcıyorsun! </span></div><div class="MsoNormal"><span lang="TR">Bu bir mesaj atmak bile olsa... </span></div><div class="MsoNormal"><span lang="TR">Haksız mıyım, iliş’memek daha çok uğraş ister! </span></div><div class="MsoNormal"><br />
</div><div class="MsoNormal"><span lang="TR">O yüzden iliş’in dostlarım, iliş’in! </span><br />
<span lang="TR">Ne der Emre Yılmaz, "İlişki sipariş edilir. Satın alınır. Hak edilir. Hatta çalınır. Ama aşk sadece bulunuverir. Birdenbire." </span></div><div class="MsoNormal"><span lang="TR">Yani iliş’in derken; laf olsun torba dolsun diye değil. Kandaki alkol; genital bölgeyi ısıtınca, bardaki kıza ilişin demiyorum. </span><br />
<span lang="TR">Kokusunu içine çektiğiniz tenle sevişin. </span><br />
<span lang="TR">Kalbiniz ısınsın diye; ölmemek için. </span></div>fortfoliohttp://www.blogger.com/profile/03138966500927446897noreply@blogger.com6tag:blogger.com,1999:blog-3639972308260597366.post-71787435913091061692011-02-23T01:24:00.000+02:002011-02-23T01:24:46.927+02:00Samanta değil sen dejeneresin!<style>
@font-face {
font-family: "Times New Roman";
}p.MsoNormal, li.MsoNormal, div.MsoNormal { margin: 0in 0in 0.0001pt; font-size: 12pt; font-family: "Times New Roman"; }table.MsoNormalTable { font-size: 10pt; font-family: "Times New Roman"; }div.Section1 { page: Section1; }
</style> <br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjFKNphIvuv6YnROKVOlAdAD2X_uoRl64s0J95s9NPhDgQHJyMiq4aF_8r8YEA3Bl-t1tpmJiSKhVyiipWdXoSjKWX0JUxQdx4MK3pNGfTA6WHyOjOZzWcHmpZ1Nz8v4zXWYnALB4e06YA/s1600/sex_.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="400" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjFKNphIvuv6YnROKVOlAdAD2X_uoRl64s0J95s9NPhDgQHJyMiq4aF_8r8YEA3Bl-t1tpmJiSKhVyiipWdXoSjKWX0JUxQdx4MK3pNGfTA6WHyOjOZzWcHmpZ1Nz8v4zXWYnALB4e06YA/s400/sex_.jpg" width="340" /></a></div><div class="MsoNormal"><br />
</div><div class="MsoNormal"><span lang="TR">Trueblood, Merlin, Spartakus izlediğim diziler. Will&Grace, Ally McBeal, Friends unutamadığım, sevdiğim diziler. <b>Ama işin özü, ben en çok seni sevdim Sex and the City. </b></span></div><div class="MsoNormal"><span lang="TR">Evet 2005 yılında dizi versiyonu sona ermiş ve ardından iki sığ film versiyonuyla ağzımıza bir parmak bal çalmış olabilir. Evet ben her bölümünü birkaç kez izlemiş ve neredeyse replikleri ezbere biliyor olabilirim, yine de fingirdek başlangıç müziğini duyduğumdan itibaren 25 dakika kimse bana dokunmasın lütfen! </span></div><div class="MsoNormal"><br />
</div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjOnDRUOl_IL9JRpeaKr8-C7RwAmiMLfAVRQ1GNcEsXfpWIEY6HOkZVXLB-__gJIy9NRsuz12HHcbA_K0gStvYRyTOO0pY5KR7CeN3ATKc_fg5RHIyEZ6H6BAFuKOKozgjruPEhrvv7_xk/s1600/sexandthecity.jpg" imageanchor="1" style="clear: right; float: right; margin-bottom: 1em; margin-left: 1em;"><img border="0" height="197" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjOnDRUOl_IL9JRpeaKr8-C7RwAmiMLfAVRQ1GNcEsXfpWIEY6HOkZVXLB-__gJIy9NRsuz12HHcbA_K0gStvYRyTOO0pY5KR7CeN3ATKc_fg5RHIyEZ6H6BAFuKOKozgjruPEhrvv7_xk/s200/sexandthecity.jpg" width="200" /></a></div><div class="MsoNormal"><span lang="TR"><i>Önyargılardan kurtulup; Samanta’yı seks manyağı, Carrie’yi Big ve ayakkabı takıntılı, Charlotte’u beyaz atlı prensi bekleyen prenses ve Miranda’yı da sinirli ve şüpheci avukat olarak yorumlamaktan ötesine geçebilirseniz kelime oyunlarını, ilişki çıkmazlarını ve tabii ki zekice esprileri yakalayabilir ve her daim çok eğlenebilirsiniz. </i></span></div><div class="MsoNormal"><span lang="TR">Kimileri bu diziyi fazla dejenere ve yüksek sınıf şımarıklığı olarak yorumluyor. Sağlık ve aile sorunları olmayan ve iyi para kazanan dört şehirli kadından bahsediyoruz sonuçta. Türk dizilerindeki gibi, baş karakterin başına ağdalı ve acıklı tüm senaryolar gelmiyor! </span></div><div class="MsoNormal"><br />
</div><div class="MsoNormal"><span lang="TR">Son zamanlarda Metropol New York ve Mega Köy İstanbul’da yaşanan ilişkilerin benzer ve benzemez yönlerine kafa yoruyorum. Düşündükçe de bu tarafı daha dejenere buluyorum, hatta ilişki yaşayabilenlere şaşkınlıkla bakıyorum. </span></div><div class="MsoNormal"><b><span lang="TR">Hani yeni bir ilişkiye başlamak yerine yeni bir dil öğrenmek, bir başka ülkeye yerleşmek ya da yeni bir işe sıfırdan başlamak bana daha olası geliyor. </span></b></div><div class="MsoNormal"><br />
</div><div class="MsoNormal"><span lang="TR">Carrie’nin dünyasının kuralları belli; aynı anda bir kaç kişiyle flört edebilirsin ta ki birinden gerçekten hoşlanana kadar... Mega köyde ise her alanda olduğu gibi, ilişkiler de çorba. </span></div><div class="MsoNormal"><span lang="TR">Çok fazla modern ile acayip bağnaz arasında sıkışıp kaldık, kimse ne istediğini bilmiyor. Erkekler feodal taraflarını ya gizlemeye çalışıyorlar ya da kendilerini bile inandırıyor bekaretin önemli olmadığına ve önemli olanın birlikte iyi vakit geçirmek olduğuna... </span></div><div class="MsoNormal"><span lang="TR">Kadınlar ise, ah kadınlar... Asıl problem onlardan çıkıyor, “hem eğlenirim, canım ne isterse onu yaparım, kimseye verilecek hesabım yok” diyor, hem de beyaz gelinlik içinde elindeki muhteşem çiçeği bekar kız arkadaşlarına doğru savurduğu sahneyi hayal ediyor. <b> </b></span></div><div class="MsoNormal"><span lang="TR"><b>E ikisi bir arada şampuanlarından olmuyor tabii ki bu durum...</b></span></div><div class="MsoNormal"><span lang="TR"><b> </b></span><span lang="TR"> </span></div><div class="MsoNormal"><span lang="TR">Erkekleri iyice şaşkın eden biziz! Düzgün kız yok diye yakınıyor, düzgün olabileceğini düşündüğü bir kızla flört edince coşuyor da coşuyor. Hatta güncel tabirle yazıyor da yazıyor. Aslında kelimenin tam anlamıyla yazıyor, internet sağolsun facebook, twitter ve msn sayesinde yazmak artık çok kolay. <b>Boyundan ve hislerinden büyük imalarda bulunuyor.</b></span></div><div class="MsoNormal"><span lang="TR"><b> </b></span></div><br />
<br />
<div class="MsoNormal"><span lang="TR">Bu noktada senaryo iki yöne doğru ayrılıyor. Birincisinde diyelim ki esas kız ne yapacağını bilmiyor, belki daha öyle aman aman hoşlanmıyor, seyrine bırakıyor. Erkek kişisi önce bir arıyor, buluşma hevesiyle, diyelim ki kızımızın o gün havası yerinde değil, bir bahaneyle erteliyor. Oğlan kişisi yazmaya devam ediyor, öyle şahane, böyle harika laflarla... Çocuk ölüyor bitiyor yahu! </span></div><div class="MsoNormal"><span lang="TR">Sonra bir kez daha arıyor, o gün tesadüfen kızın gerrrçekten bir işi var. Belki bir arkadaşına söz vermiş ekemiyor, belki de işi geç saate kadar sürecek. Ve ardından, neredeyse aşık olduğuna yemin edebileceğiniz erkek kişisi ortadan yok oluyor, dıt dıt dıııııt! </span></div><div class="MsoNormal"><span lang="TR"><b>Aradığınız kişiye artık ulaşılamıyor çünkü o bir daha ne arıyor ne soruyor. </b>E hani ölüp bitiyordun, hani ben muhteşem bir şeydim? <span style="color: red;">Bu kadar mı kolay birine bir şeyler hissediyor gibi davranmak ve bu kadar mı kolay bir anda vazgeçmek? </span></span></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEi6en1clu30YxLwgBG9jpm_EQD2XGmXfSlvVN0Tx4dbIhk0GDsrv-yjsHUzGK0tjKeTqdBtmrWaGtU7E89lo4IDIVWmhp4SmyXQRcGIpigVax77kLHrlM0oz1kEtScpoFlg__ZhAa5ClLc/s1600/SM-I%2527m+Disappointed+In+You.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEi6en1clu30YxLwgBG9jpm_EQD2XGmXfSlvVN0Tx4dbIhk0GDsrv-yjsHUzGK0tjKeTqdBtmrWaGtU7E89lo4IDIVWmhp4SmyXQRcGIpigVax77kLHrlM0oz1kEtScpoFlg__ZhAa5ClLc/s320/SM-I%2527m+Disappointed+In+You.jpg" width="243" /></a></div><div class="MsoNormal"><br />
</div><div class="MsoNormal"><span lang="TR">Neyse ikinci senaryoya geçiyorum. Bu senaryoda esas kızımız daha bir ilgili, “o-la-bi-lir” diye düşünüyor. </span></div><div class="MsoNormal"><span lang="TR">Çocukla görüşüyor, sinemaya gidiyor, yemeğe gidiyor. Evde pizza&şarap eşliğinde film izlemek pek bir moda ya, onu da yapıyorlar. Esas oğlan pek bir ilgili gene, kız da iltifatlara karşılık veriyor, yaşasın flörtöz ortamlardan ortam beğeniyorlar. En fazla 4-5 görüşme sonrasında öpüşme geliyor, ardından da sevişiyorlar. Ve çocuk gene ortadan kayboluyor ki biz buna aramızda “vınnn” diyoruz. </span></div><div class="MsoNormal"><br />
</div><div class="MsoNormal"><span lang="TR">-Ne oldu seninki kızım? </span></div><div class="MsoNormal"><span lang="TR">Vınn oldu cevabı, hmmm deyip anlayan bakışlar ve sessizlikle noktalanıyor. Kimse<span> </span>“anlamış gibi” yapmıyor. <b>Çünkü bu hikayeyi bir arkadaşımın arkadaşı yaşamıştı durumunu çoktan aştık. </b></span></div><div class="MsoNormal" style="color: red;"><span lang="TR"><i>Vın Turizmin değerli yolcuları, gittiğiniz yol, yol değil, bilmeniz lazım! </i></span></div><div class="MsoNormal"><br />
</div><div class="MsoNormal"><span lang="TR">Esas oğlan bir de ardından “iyi de ben sana bir ilişki vaat etmemiştim” demiyor mu al orda kafasını duvara çarp, beyni dağılsın. </span></div><div class="MsoNormal"><span lang="TR">E güzel çocuğum biz niye görüştük o zaman o kadar sık? Benim bir tane daha arkadaşa ihtiyacım olmadığı gibi zaten arkadaşlık da böyle kurulmaz<b>. </b></span></div><div class="MsoNormal"><span lang="TR"><b>Şimdi ne yaşadık biz? Anlayan bana da anlatsın lütfen!</b></span></div><div class="MsoNormal"><span lang="TR">İlişki istemiyordun, işlerin yoğundu hatta bir de kafan karışıktı, o zaman niye üstüme geldin? </span></div><div class="MsoNormal"><span lang="TR">Senin karşında üniversite okumuş, eli para tutan, kafası çalışan modern genç bir kadın var, çocuk gibi kandırılmaya ihtiyacı yok ki... <b>Dürüst ol, ciğerimi ye! Nedir o öyle 18. Yüzyıl aristokrat kibarlıkları, Don Juan tavlama taktikleri...</b> Nereden öğreniyorsunuz bunları? </span></div><div class="MsoNormal"><br />
</div><div class="MsoNormal"><span lang="TR">Diyeceğim odur ki, bugün asıl dejenere olan biziz. Yoz deyip burun kıvırdıklarımız hiç değilse daha dürüstler, ne istediklerini biliyorlar. Bizimse üstü cila altını kazıyınca kof çıkıyor. </span><span lang="TR">Yeteneksizsiniz, dejeneresizsiniz! </span></div><div class="MsoNormal"><br />
</div><div class="MsoNormal"><span lang="TR">Türkiye her alanda son 10-15 yıl içinde inanılmaz bir hızla atlamalar yaptı. Dün; jean sadece yurtdışına gidenlerin giyebildiği bir ürün iken, bugün dünya çapında moda tasarımcılarımız var. E tabii bu hızın da bir bedeli var... </span></div><div class="MsoNormal"><span lang="TR">Aynı hız (gelişme diyemeyeceğim maalesef) ilişkilerde de var. Olmadığımız gibi bir şey gibi görünmeye çalıştığımız için bu durum bir kaç beden büyük geliyor. </span></div><div class="MsoNormal"><br />
</div><div class="MsoNormal" style="color: red;"><span lang="TR">Anne-babanızın ilişki kuruluşları size de eski Türk filmlerinin komik senaryoları gibi gelmiyor mu yoksa? </span></div>fortfoliohttp://www.blogger.com/profile/03138966500927446897noreply@blogger.com4tag:blogger.com,1999:blog-3639972308260597366.post-68510458456088926972011-02-21T16:37:00.000+02:002011-02-21T16:37:26.552+02:00istemiyorum.<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEisTRgozbbJY9lXb1bUtIBJFlSNrAvOW-3-ECdA7TiNffiRBmYE1nYgElPQzqCjkOu93DfGhD1MdJ97V_mWTLs8MH_3q9iFfgPgJ-N0wVue0jrrPz2yZiIGF1CWw7sX1pUSfDhf6mW8bV0/s1600/mavi+%25C3%25A7orap.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="400" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEisTRgozbbJY9lXb1bUtIBJFlSNrAvOW-3-ECdA7TiNffiRBmYE1nYgElPQzqCjkOu93DfGhD1MdJ97V_mWTLs8MH_3q9iFfgPgJ-N0wVue0jrrPz2yZiIGF1CWw7sX1pUSfDhf6mW8bV0/s400/mavi+%25C3%25A7orap.jpg" width="263" /></a></div><div style="margin-bottom: 0cm;">İstemiyorum ego savaşları olsun.<br />
Karşımdaki benim yüzünden kendini salak, yetersiz hissetsin. Pişmanlık hissi uyansın, sadece vicdanına dokunduğu için ya da “üzülme, kıyamam” diye çabalasın.<br />
İstemiyorum bunları. <br />
Bunlardan soyunsun da gelsin. <b>Sadece ben olduğum için ve sadece beni istediği için gelsin. Sadece kendisi olarak gelsin. </b><br />
<br />
İstemiyorum oyunlar oynayayım. İçimden geldiği gibi davranmayayım... İlgilenmiyor gibi yapayım, arada yalan yanlış kıskandırayım. “Yakışıklısın, tatlısın, seksisin sevgilim” demeyip çokça burnumu boynuna dayayıp nefes almak yerine burnunu sürteyim. <b>İstemiyorum. </b></div><div style="margin-bottom: 0cm;">Ya poz kesmek uğruna yarın o nefesi alamazsam? Ya, aman belli etmeyeyim, üstüne düşmeyeyim, ona çelme takayım diye diye yarın bende belli edecek his kalmazsa... O yüzden dolu dolu sarılmalı, çokca iltifat etmeli, delilikler yapmalıyım! Sokak ortasında “seviyorum ulen” diye bağırmalıyım. <br />
<br />
İstemiyorum kendimi matah bir şeymiş gibi göstereyim, allayıp pullayayım... Ben sade, ben yalın olayım. Herkese değil belki ama kalbimdekine karşı yumuşak başlı ve mütevazi olayım. O farketsin ona özel davrandığımı ve o bilsin değerimi... <b>Yoksa siz hala, sıkılmadınız mı kendinizi birine anlatmaya çalışmaktan... </b><br />
<br />
İstemiyorum şüpheler solucan gibi beynimi sarsın, kıskançlıktan karnım ağrısın, güvensizlikten huysuzlaşayım. İnsanoglu çiğ süt emmiş ama sırtını dönüp kendini fütursuzca düşmeye bırakabilecek kadar güven olsun. Öteki taraf tutmazsa, onun ayıbı olsun. Güveni kazanmak için düşen de tutan da çırpınsın. </div><div style="margin-bottom: 0cm;"><br />
</div><div style="margin-bottom: 0cm;">İstemiyorum, manasız manalarda kaybolmak... Kravat hediye ederse boynuma ilmiği geçirmek ister, yüzük ise evlenmek ister, çikolata kutusunun rengi de kırmızıysa simgesel olarak aşık demek. Hadi canım sende! <b>Nasıl ki her insanın ten kokusu, ötekinden farklıysa... Arızası, adımları, astarı da farklı. Önyargılar, genel geçerler üstümüzden geçmesin. </b></div><div style="margin-bottom: 0cm;"><br />
</div><div style="margin-bottom: 0cm;">İstemiyorum, benim adıma karar versin. Herkesin adı, herkesin kararı kendine! Ben kızarım diye aklındakini söylemekten kaçmasın, saklamak da yalandır, unutmasın!</div><div style="margin-bottom: 0cm;"><br />
</div><div style="margin-bottom: 0cm;">İstemiyorum huysuz olmak, acısını en yakından çıkarmak. İstemiyorum uzak olmak, hayaline girememek. İstemiyorum laf sokmak, çatal dilli olmak. </div><div style="margin-bottom: 0cm;"><br />
</div><div style="margin-bottom: 0cm;">Issız adaya düşersem yanıma götüreceğim üçlü; <span style="color: blue;">huzur</span>, <span style="color: red;">tutku</span>, <span style="color: magenta;">kahkaha</span> olsun. </div><div style="margin-bottom: 0cm;"></div><div style="margin-bottom: 0cm;"> </div>fortfoliohttp://www.blogger.com/profile/03138966500927446897noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-3639972308260597366.post-82824323180528046412011-02-09T00:00:00.000+02:002011-02-09T00:00:06.411+02:00Çok renkli sesler korosundan kanon<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgEC8v5yhSFnCP62kaFcKZ8ASo1AaEvE4uH4Lp96KGd7iDBJS5BCQIqjgPIyQ7tOGrroj-937QuRt39HqyIO_sr2L-GJCGPTuqkmV_WtnGLocxsJghRCwc3pKocYRixj3Lss1SJShxb8mQ/s1600/women.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="400" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgEC8v5yhSFnCP62kaFcKZ8ASo1AaEvE4uH4Lp96KGd7iDBJS5BCQIqjgPIyQ7tOGrroj-937QuRt39HqyIO_sr2L-GJCGPTuqkmV_WtnGLocxsJghRCwc3pKocYRixj3Lss1SJShxb8mQ/s400/women.jpg" width="373" /></a></div><div style="text-align: center;"> <style>
@font-face {
font-family: "Times New Roman";
}p.MsoNormal, li.MsoNormal, div.MsoNormal { margin: 0in 0in 0.0001pt; font-size: 12pt; font-family: "Times New Roman"; }table.MsoNormalTable { font-size: 10pt; font-family: "Times New Roman"; }div.Section1 { page: Section1; }
</style> <span style="font-size: large;"> <span lang="TR" style="font-family: "Times New Roman";">4 yakın kız arkadaşım var benim, dördünün de birbiriyle alakası yok!</span></span></div><span lang="TR" style="font-family: "Times New Roman"; font-size: 12pt;"></span><style>
@font-face {
font-family: "Times New Roman";
}p.MsoNormal, li.MsoNormal, div.MsoNormal { margin: 0in 0in 0.0001pt; font-size: 12pt; font-family: "Times New Roman"; }table.MsoNormalTable { font-size: 10pt; font-family: "Times New Roman"; }div.Section1 { page: Section1; }
</style> <br />
<div class="MsoNormal"><span lang="TR" style="color: #38761d;"><b>Mağdurella a.k.a</b> <b>dışlanan kız:</b></span><span lang="TR"><span style="color: #38761d;"> </span>içe dönük, içi zengin, asosyal hatun. Çok kitap okuyan, insan sevmeyen, aksi, yabani, depresif, felsefi düşüncelere dalan. Kaba biri, patavatsız. Espri yaptım sanıp üst üste çam devirmeleriyle meşhur.</span></div><div class="MsoNormal"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEguwF_y22YpI87XgwotXumL7G-ywjbDzWA6QXl5ZhSWpggSS4qJJzq2NiDrP_RXAO-NcTSOFyaZGSmIjwfKBRe9e9EVdQTYrLA-IacmK_DeCAbpPPUQp-FxXm2CUj1c9-alvGi7cCtY6rE/s1600/32-1.jpg" imageanchor="1" style="clear: right; float: right; margin-bottom: 1em; margin-left: 1em;"><img border="0" height="202" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEguwF_y22YpI87XgwotXumL7G-ywjbDzWA6QXl5ZhSWpggSS4qJJzq2NiDrP_RXAO-NcTSOFyaZGSmIjwfKBRe9e9EVdQTYrLA-IacmK_DeCAbpPPUQp-FxXm2CUj1c9-alvGi7cCtY6rE/s320/32-1.jpg" width="320" /></a><span lang="TR">Lisedeyken pek bi dışlamışlar bunu. Kaç tane arkadaşı olmuş, kaç tanesiyle kavgalı ayrılmış sayısını hatırlamıyor. Hep sivrilikleri, patavatsızlıkları yüzünden. Azcık fesat ama aslında iyi kız. Çok dışlandığı için böyle hafif yabani kalmış. Büyüdü, hala dışlanıcam korkusunu atamadı üstünden. Bu yüzden dikkat etse ya, ağzından çıkanlara... Nerede... Giyim tarzı hafif özenti, herkesin giydiği şeyleri giyip bari bu safhada dışlanmayan olma niyetinde. Çekicilikte noksan. Çok sevgilisi olmamış, genelde yalnız, film izlemeye bayılıyor. </span></div><div class="MsoNormal"><br />
</div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhpP2NMVCrPABLoIBU25waKa4cP7pAyd3eruul7wK9jDdISaR5I1hepEm0lQ_EabuVg5DylqgoFgMXsRNXdb6uGWObRGNJoUMsMIZ1_rFUwVGfrJxAFXuaErlHQ2CGDNL4KHe7ClGIFD_g/s1600/47.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="299" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhpP2NMVCrPABLoIBU25waKa4cP7pAyd3eruul7wK9jDdISaR5I1hepEm0lQ_EabuVg5DylqgoFgMXsRNXdb6uGWObRGNJoUMsMIZ1_rFUwVGfrJxAFXuaErlHQ2CGDNL4KHe7ClGIFD_g/s320/47.jpg" width="320" /></a></div><div class="MsoNormal"><span lang="TR"> </span><style>
@font-face {
font-family: "Times New Roman";
}p.MsoNormal, li.MsoNormal, div.MsoNormal { margin: 0in 0in 0.0001pt; font-size: 12pt; font-family: "Times New Roman"; }table.MsoNormalTable { font-size: 10pt; font-family: "Times New Roman"; }div.Section1 { page: Section1;
</style><span lang="TR" style="color: #351c75;"><b>Hippicik a.k.a.</b> <b>Asi kız:</b></span><span lang="TR"><span style="color: #674ea7;"> </span>Alıp başını gidesi var hep. Gücü var, hayat enerjisi var, gençliği var, biraz cesareti noksan. Şehir hayatından hoşlanmıyor. Liseden sonraki yaz basmış Fransa’ya gitmiş, kafasına göre şehir şehir takılmış. Üniversite sınav sonucunu bile, Bastille’de bir sabah kaybolduğu esnada babasından gelen telefonla öğrenmiş. Lisedeyken bir otelde animatörlük, üniversitedeyken festivallere katılan gruplara yurtdışında rehberlik yapmış. Tiyatro delisi, bunu bıraksak her hafta yeni oyun izler. İzlemekle kalmaz, icra etmeye de yeltenir. Lisede az sahnelerde tepinmemiş, hevesi kursağında kalıvermiş. En sevdiği yer sorulunca Ege’de küçük bir balıkçı kasabasının ismini veriyor, bundan da gurur duyuyor. İstanbul’da yaşıyor ama trafiğinden, havasından, kromatiklerinden pek müzdarip. Yakın zamanda, yaşlanmayı beklemeden Ege’deki kasabaya taşınmakla, Kanada vatandaşlığına başvurup, Montreal’de küçük bir pub’ın garsonu olma hayali arasında gidip geliyor. Kılık-kıyafet onun için boş işler, iki elbise, iki tshirt bir kotla sürekli idare edebilir. İlişkilerde hep kaçan taraf olduğu için kovalayanı çok. Çocuk falan istemiyor, iyice bir gezeyim 40’lı yaşlarda yapar, tüm hücrelerimi de yenilerim diyor. Ortalama güzellikte ama bakımsız bir tip, orta uzunlukta saçları ve kısacık kesilmiş ojesiz tırnakları var. </span></div><div class="MsoNormal"><br />
</div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjmbhB1clHinUQUNouqU050tcYuyPCj4_sXkk-HsEVMS2n17egRWizItjO3JRDTC-CTxzWiJlFk1-lTa0SqE-LuHiu1rk7GV1uCkcFNaeSeg0unPBxtalyqElnZ3wku5TrIFW9CzWOuK3c/s1600/33.jpg" imageanchor="1" style="clear: right; float: right; margin-bottom: 1em; margin-left: 1em;"><img border="0" height="209" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjmbhB1clHinUQUNouqU050tcYuyPCj4_sXkk-HsEVMS2n17egRWizItjO3JRDTC-CTxzWiJlFk1-lTa0SqE-LuHiu1rk7GV1uCkcFNaeSeg0unPBxtalyqElnZ3wku5TrIFW9CzWOuK3c/s320/33.jpg" width="320" /></a></div><div class="MsoNormal"><style>
@font-face {
font-family: "Times New Roman";
}p.MsoNormal, li.MsoNormal, div.MsoNormal { margin: 0in 0in 0.0001pt; font-size: 12pt; font-family: "Times New Roman"; }table.MsoNormalTable { font-size: 10pt; font-family: "Times New Roman"; }div.Section1 { page: Section1; }
</style><span lang="TR" style="color: magenta;"> <b>Feminist a.k.a. Parti kız:</b></span><span lang="TR"> dergi editörü, iş hayatını seven, kız kıza gezmeye bayılan, blog yazarı, geleceği parlak. Küçük çaplı erkek düşmanı. Hiç birine güvenmiyor, güvenilmemesi gerektiğine inanıyor. Arkadaşlarını da hep uyarıyor. Flörtöz, ilişkilerde pek iyi niyetli değil, şanssız ve güvenilmez. Üniversitenin en popüler kızı olmuş, öyle ki kendinden büyük sınıflar tarafından “okulun en güzel kızı” ilan edilmiş, haberi olmamış. Okulun en güzel diğer kızı mı? Tabii ki en yakın arkadaşı. </span> </div><div class="MsoNormal"><span lang="TR">Modaya, yükselen trendlere aşina. Parası olduğu anda, alışverişe koşuyor, dış görünümüne önem veriyor. Güzel olduğu kadar da havalı, bir o kadar kibirli ve küstah! Her popüler kız gibi, dili sivri, insanları dış görünümünden yargılıyor. Eğlenceli ve komik biri. Kısa, havalı bir saç kesimi ve kabarık bir telefon listesi var. Eski sevgilileri arasında ünlü oyuncular ve mankenler mevcut. Evlenesi tabii ki yok, flört etmeye bayılıyor. Dans etmeye ve içki içmeye bayıldığı için mi bilemem ama arkadaş partilerinin de olmazsa olmazı! Yemek yapmayı sevmez ama çok lezzetli kokteyller uydurur. </span></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhyBuImlTO4ZLn5xm3Pd0GtVWAcVdWoinF19Kv6IGB_e-dc2HW5pbaV30bNhzCDYMiziNRG5wdGOMMgAmz4xyIY4P_Ueolr1psb2Brr94XD2T0BL8F-rQthvSm5dEMs0EVw3H7YpLCQ_Pw/s1600/fragile_heart.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhyBuImlTO4ZLn5xm3Pd0GtVWAcVdWoinF19Kv6IGB_e-dc2HW5pbaV30bNhzCDYMiziNRG5wdGOMMgAmz4xyIY4P_Ueolr1psb2Brr94XD2T0BL8F-rQthvSm5dEMs0EVw3H7YpLCQ_Pw/s320/fragile_heart.jpg" width="268" /></a></div><div class="MsoNormal"><style>
@font-face {
font-family: "Times New Roman";
}p.MsoNormal, li.MsoNormal, div.MsoNormal { margin: 0in 0in 0.0001pt; font-size: 12pt; font-family: "Times New Roman"; }table.MsoNormalTable { font-size: 10pt; font-family: "Times New Roman"; }div.Section1 { page: Section1; }
</style> </div><div class="MsoNormal"><span lang="TR" style="color: red;"><b>Geyşa a.k.a. domez kız:</b></span><span lang="TR"><span style="color: red;"> </span>ben bilmem sevgilim bilir kızı. Aman sevgilim bir şey demese de ben o olmadan çok geç vakte kadar dışarda kalmayayım, içine kurt düşmesin. Aman onun arkadaşlarıyla olalım, benimkilerle sonra tanışır. Sevdiği yemeği pişireyim, çamaşırlarını bile yıkamaktan zevk alıyorum, benimle flört edeni bir güzel tersleyeyim kafasında bu cancağzım. Azıcık saf, iki güzel söze kanar. Çocuk sahibi olmak istiyor, mümkün olduğunca erken. Uzun lepiska saçları ve uzun ilişkileri olmuş. Geyşa ruhundan mıdır şansından mıdır bilinmez, erkekler onu uzun süre unutamaz. Gider, geri döner, yıllar sonra bir gece vakti ararlar. </span></div><div class="MsoNormal"><br />
</div><div class="MsoNormal"><span lang="TR">Hayır, zannettiğiniz gibi değil. </span></div><div class="MsoNormal"><span lang="TR">Elif Şafak’ın Siyah Süt kitabındaki karakterlere özenmedim ya da kendi SATC’mi oluşturmadım. </span></div><div class="MsoNormal"><span lang="TR">Bu arkadaşlar var. Yazdıklarımın her biri doğru. </span></div><div class="MsoNormal"><span lang="TR">Lisede dışlanan çirkin ördek yavrusu da benim, üniversite sınav sonucunu Bastille’de kaybolmuşken öğrenen, Ege’de yaşama hayali kuran hippi de, popüler parti kızı da benim, geyşa ruhlu saftorik de... Her biri, bir diğeri olmasaydı eksik kalırdı. </span></div><div class="MsoNormal"><br />
</div><div class="MsoNormal"><span lang="TR">Sex and the City dizisinin neden o kadar çok tuttuğunu biliyor musunuz? Çünkü her daim tutan basit ve akılcı bir denkleme dayanıyordu. 1900 yılında yazılmış olan Oz Büyücüsü’ndeki karakterler denklemi... Biri kalbi, biri cesareti, öteki aklı ve diğeri özgürlüğü olmayan 4 karakterin bir araya gelmesi ve beraber yolculuğa çıkmasıyla muhteşem bir hikaye oluşur. </span></div><div class="MsoNormal"><br />
</div><div class="MsoNormal"><span lang="TR">Benim hikayem de biraz böyle... Bazen kalpsiz, bazen korkak, kimi zaman akılsız, kimi zaman da esir alınmış hissetmem tam da bu sebepten... İkizler burcu olmamdan ve onların da ikizleriyle dört kişilik bir çekirdek aileyi bünyemde barındırmaktan değil eserekliğim... </span></div><div class="MsoNormal"><span lang="TR">Bu böyle. Hepsi de iyi ki varlar. Eksik kalmamam için. </span></div><div class="MsoNormal"><br />
</div><b><span lang="TR" style="font-family: "Times New Roman"; font-size: 12pt;">Yoksa siz kendinizi sadece tek ruha mı ait hissediyorsunuz?</span></b><span lang="TR"></span>fortfoliohttp://www.blogger.com/profile/03138966500927446897noreply@blogger.com4tag:blogger.com,1999:blog-3639972308260597366.post-79660125434691270782011-02-06T14:35:00.000+02:002011-02-06T14:35:35.127+02:00İsteyenin bir yüzü...<style>
@font-face {
font-family: "Times New Roman";
}p.MsoNormal, li.MsoNormal, div.MsoNormal { margin: 0in 0in 0.0001pt; font-size: 12pt; font-family: "Times New Roman"; }table.MsoNormalTable { font-size: 10pt; font-family: "Times New Roman"; }div.Section1 { page: Section1; }
</style> <br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh4FnB0J-PXBabiGX4OUbpdU8RjKfMHEQIPSDp1qCs1ibvyUEDPVhojE2QBoKWkIt9rLqMPS-mc_CK-HNTKtzgIhMiT74IlxsL1i4tWvGdXgd10YcYmtlDdokmAEUdpHJ1Bo0mHcLfCxsQ/s1600/polaroids.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="327" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh4FnB0J-PXBabiGX4OUbpdU8RjKfMHEQIPSDp1qCs1ibvyUEDPVhojE2QBoKWkIt9rLqMPS-mc_CK-HNTKtzgIhMiT74IlxsL1i4tWvGdXgd10YcYmtlDdokmAEUdpHJ1Bo0mHcLfCxsQ/s400/polaroids.jpg" width="400" /></a></div><div class="MsoNormal" style="text-align: center;"><span lang="TR"> Güzel fotoğraflar biriktirmek istiyorum. </span></div><br />
<div> </div><br />
<div class="MsoNormal" style="text-align: center;"><span lang="TR">Hayır dağ, taş, simit peşinde martı, sümüklü sokak çocuğu, sigara içen yaşlı, dişsiz ve kırışıklı dede kareleri değil. Onları fotoğrafçılığa yeni atılan amatörler çeksin, ilk kendileri çekiyormuşcasına... </span></div><br />
<div style="text-align: center;"> </div><br />
<div class="MsoNormal" style="text-align: center;"><span lang="TR">Ben, tüm bencilliğimle, kendi karelerimden bahsediyorum. Gülen, kahkaha atan, 32 diş, burun kırıştıran, azıdaki dolguyu gösteren cinsten kahkahalarla dolu... </span></div><br />
<div style="text-align: center;"> </div><br />
<div class="MsoNormal" style="text-align: center;"><span lang="TR">Yüzmek istiyorum, bulabildiğim her fırsatta! Havuzda değil, denizde. Kendimi okyanusun bir parçası hissetmek, dünyanın öbür ucunda aynı anda denize giren biriyle saçma bir bağım oldugunu düşünmek, derinden yüzeye doğru yavaşça çıkarken yüz bin baloncuk arasında güneşle kesişmek, nefesimin son anına kadar suyun altında kalmak istiyorum. Can hıraş su yüzüne çıkınca “oh be” nefesinde yaşadığımı hissetmek istiyorum.</span></div><br />
<div style="text-align: center;"> </div><br />
<div class="MsoNormal" style="text-align: center;"><span lang="TR">İçmek istiyorum. Sıcacık bir kahve, buz gibi bir bira, limonu acısı kıvamında bir bloody mary, nanesi bol mojito ya da rengine doyulmaz bir roze... Mümkünse arkadaşlarla, keyifli bir masa çevresinde...</span></div><br />
<div style="text-align: center;"> </div><br />
<div class="MsoNormal" style="text-align: center;"><span lang="TR">Gezmek istiyorum. Montreal, New York, Hong Kong,Yeni Delhi, Massai Mara, Santiago, Venedik, Barselona, Pecs, Paris, Berlin...<br />
Her şehirden bir kare, içinde ben olayım! Ben galiba, en çok gezmek istiyorum!</span></div><br />
<div style="text-align: center;"> </div><br />
<div class="MsoNormal" style="text-align: center;"><span lang="TR">Öpüşmek istiyorum. Uzun, kısa, kaçamak, ulu orta, ıslak, küçük... Gülümseyerek.</span></div><br />
<div style="text-align: center;"> </div><br />
<div class="MsoNormal" style="text-align: center;"><span lang="TR"> Bu aralar yaz gelsin istiyorum, üşümekten kat kat lahana bebek gibi giyinmekten çok sıkıldım. Sıcak kumda ayağım yansın, tiril elbiseler tenimi sarsın, sandaletlerim kış uykusundan uyansın, tenim bronz, saçlarım ılık esintide salınır olsun. </span></div><br />
<div style="text-align: center;"> </div><div style="text-align: center;"> </div><br />
<div class="MsoNormal" style="text-align: center;"><span lang="TR">Yazmak istiyorum. Ona buna değil, kağıda, deftere, bilgisayara, telefona, kitaba... Deneme, saçmalık, aforizma, öykü, röportaj, roman... Beynim susmasın, ilham kaçmasın, tatmin durmasın!</span></div><br />
<div style="text-align: center;"> </div><br />
<div class="MsoNormal" style="text-align: center;"><span lang="TR">Okumak istiyorum. Kitapları ve insanları... Çoğu zaman sadece romanları.</span></div><br />
<div style="text-align: center;"> </div><br />
<div class="MsoNormal" style="text-align: center;"><span lang="TR">Yemek istiyorum. Mangal çuprası, roka, enginar, taze fasulye, bakla, pırasalı pilav, çiğ somon, az pişmis et, anane köftesi, soslu makarna, ıspanaklı börek, üç peynirli kahvaltı... </span></div><br />
<div style="text-align: center;"> </div><br />
<div class="MsoNormal" style="text-align: center;"><span lang="TR"> Kare şeklinde, içine küçük bir masa alabilen rengarenk bir mutfak istiyorum. Sıkış tepiş olmadan, güzel yemekler hazırlamak, domez bünyemle </span><span lang="TR">basit ama şık sofralarda </span><span lang="TR">sevdiklerimi doyurmak istiyorum. </span></div><br />
<div style="text-align: center;"> </div><div style="text-align: center;"> </div><br />
<div class="MsoNormal" style="text-align: center;"><span lang="TR"> Haberleri, kötü biten filmleri izlemek istemiyorum. </span></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhTRZCLzRTUrW4eASl7nYFIghs9A_W7-b-O_c6vqq_z3m95YjGdrnsLDKOKVSs5C57L_laUKq5KQpdeZs7SjJbBQXARqLWZNKeMsrxUVYgkp1WK8ULbVu0za439o01Pjxjg_N5Zhbiri20/s1600/happiness.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="240" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhTRZCLzRTUrW4eASl7nYFIghs9A_W7-b-O_c6vqq_z3m95YjGdrnsLDKOKVSs5C57L_laUKq5KQpdeZs7SjJbBQXARqLWZNKeMsrxUVYgkp1WK8ULbVu0za439o01Pjxjg_N5Zhbiri20/s320/happiness.jpg" width="320" /></a></div><div class="MsoNormal" style="text-align: center;"><span lang="TR"> Yetinmek istiyorum. Daha fazlasına gerek olmasın, gözüm aç kalmasın. Benim olan en güzelidir, az çoktur zaten. İnsani içgüdüden çıkıp elimdekiyle mutlu, çok mutlu olmak istiyorum. </span></div><br />
<div style="text-align: center;"> </div><div style="text-align: center;"> </div>fortfoliohttp://www.blogger.com/profile/03138966500927446897noreply@blogger.com4tag:blogger.com,1999:blog-3639972308260597366.post-28547401194489003682011-02-04T00:07:00.000+02:002011-02-04T00:07:09.416+02:00Miş-muş. Öyleyken böyle-imiş. Haberim yok-muş.<style>
@font-face {
font-family: "Times New Roman";
}p.MsoNormal, li.MsoNormal, div.MsoNormal { margin: 0in 0in 0.0001pt; font-size: 12pt; font-family: "Times New Roman"; }table.MsoNormalTable { font-size: 10pt; font-family: "Times New Roman"; }div.Section1 { page: Section1; }
</style> <br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgXPbZWWZIn6-u3zpYG87XQLDEtwzcC0hs2kcmHcZuM8s4Pf8K_icpoTSihJpjz705ZEuqbezSNtgvd3PJ6LCwjFyuOhwk3jBaSiLYCgOzeD-NQJmwFPswcohTbxpqsHJd5NsyIzL1xYZ8/s1600/kissme.bmp" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="400" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgXPbZWWZIn6-u3zpYG87XQLDEtwzcC0hs2kcmHcZuM8s4Pf8K_icpoTSihJpjz705ZEuqbezSNtgvd3PJ6LCwjFyuOhwk3jBaSiLYCgOzeD-NQJmwFPswcohTbxpqsHJd5NsyIzL1xYZ8/s400/kissme.bmp" width="288" /></a></div><div class="MsoNormal"><br />
</div><div class="MsoNormal"><span lang="TR">Özlemek, özlemek, özlemek-miş. Bazen sırf bu sebepten bile bile birbirinin canını acıtmak, bazen özlemenin şekerli tadına varmak-mış. O ilk sarılışa paha biçilemez-miş. </span></div><div class="MsoNormal"><br />
</div><div class="MsoNormal"><span lang="TR">Onu her göreceğin gün; özenle hazırlanmak, tekrar tekrar heyecanlanmak-mış. Pamuklu pijamalarımı ve kız arkadaşlarımla vakit geçirmeyi özledim, dostlarımı ihmal ettim derdi yok-muş. </span></div><div class="MsoNormal"><br />
</div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhIYPER0i1_eJg3YtbTu82uKA1dRxdeAEi3XmbqwaZke-TxP9E9hKirj4RtyT6KppT0j-CHCIZzZUhb-rNxtGeml6iyxwLKkb4k_BSUoSdjO_L3ZDKq4nG2jKO33bgKlP48l1mAcoQUtFU/s1600/z203076509.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="200" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhIYPER0i1_eJg3YtbTu82uKA1dRxdeAEi3XmbqwaZke-TxP9E9hKirj4RtyT6KppT0j-CHCIZzZUhb-rNxtGeml6iyxwLKkb4k_BSUoSdjO_L3ZDKq4nG2jKO33bgKlP48l1mAcoQUtFU/s200/z203076509.jpg" width="174" /></a></div><div class="MsoNormal"><span lang="TR">Normalin kat be kat üstü telefon konuşması yapmak-mış. Çalınca gülümsemek, açınca ortamdan uzaklaşmak, bir dolu bir boş konuşmak, bazen kahkaha krizi bazen tripcan homurlanmalar yapmak, kapatırken gülümsemek-miş. </span></div><div class="MsoNormal"><br />
</div><div class="MsoNormal"><span lang="TR">Telefonla yetinmemek, skype’da kamera açmak, sms, mms, fb, mail, twitter mesajları atmak-mış. </span></div><div class="MsoNormal"><br />
</div><div class="MsoNormal"><span lang="TR">Yolların kısalması, bir yandan uzaması-ymış. <b>Varış çok kısa, dönüş çok uzun-muş. </b></span></div><div class="MsoNormal"><br />
</div><div class="MsoNormal"><span lang="TR">Zaman kavramının da aptala bağlaması-ymış. Ondan uzaktayken, ona yaklaşan günlerin geçmek bilmemesi, ona değerken anların çoğalması ama zamanın çokça hızlanması-imiş. </span></div><div class="MsoNormal"><br />
</div><div class="MsoNormal"><span lang="TR">Acayip-miş. <b>Her an yanı başında olabilecek bir çoklarından; daha yoğun hissi uzaktan hissettiren olması-imiş. </b></span></div><div class="MsoNormal"><br />
</div><div class="MsoNormal"><span lang="TR">Yanında olunca, her anın değerini bilmek-miş. <b><br />
</b></span></div><div class="MsoNormal"><br />
</div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjEvPhR4xTaCe5ELiC4d6oBiCExB34KCgV4hB2WALW97yKiALWgX1Wi23KkyiwA0SfAOrZ-1wa3N-k1AGcdL37euifM0P8xuUHdNPxzfFrHns0gCPVdVu4JHR0PCECdwygPoP5KTgGUsYc/s1600/boyalone.jpg" imageanchor="1" style="clear: right; float: right; margin-bottom: 1em; margin-left: 1em;"><img border="0" height="231" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjEvPhR4xTaCe5ELiC4d6oBiCExB34KCgV4hB2WALW97yKiALWgX1Wi23KkyiwA0SfAOrZ-1wa3N-k1AGcdL37euifM0P8xuUHdNPxzfFrHns0gCPVdVu4JHR0PCECdwygPoP5KTgGUsYc/s320/boyalone.jpg" width="320" /></a></div><div class="MsoNormal"><span lang="TR">Durup dururken hüzünlenmek-miş. Şimdi niye burada değil, bu arkadaşımla keşke tanışabilseydi, bu davette elimi tutsaydı, bak çok canım sıkıldı evde boş boş oturuyorum, şu filmi sadece onunla görmek istiyorum nidaları arasında... </span></div><div class="MsoNormal"><br />
</div><div class="MsoNormal"><span lang="TR">Tanımadığım his kıskançlık derken kıskanmak-mış. O kız, bu kadın, berikinden değil. Yanında olabilen herhangi bir arkadaşını kıskanmak. </span></div><div class="MsoNormal"><br />
</div><div class="MsoNormal"><span lang="TR">“Kavga ettik” diye boktan bir sebep sunan arkadaşına, “salak değerini bilsene yanındakinin” diye bağırmak istemek-miş.</span></div><div class="MsoNormal"><br />
</div><div class="MsoNormal"><span lang="TR">Öyle pek kavga nedir bilmemek-miş ama kavga edince kolay kendine gelememek-miş. </span></div><div class="MsoNormal"><br />
</div><div class="MsoNormal"><span lang="TR">Aklının bi köşesinin hep 450 km uzakta olması-ymış. </span></div><div class="MsoNormal"><br />
</div><div class="MsoNormal"><span lang="TR">Lanet etmek-miş kaderine. Nereden çıktı bu, bak hep bir parçam eksik gibi demek, sonra <b>şükretmek-miş</b>. Ne olursa olsun, iyi ki var-mış. İyi ki doğ-muş. İyi ki gel-miş. <b>İyi ki “şimdi seni öpersem ne yaparsın” de-miş. </b></span></div><div class="MsoNormal"><br />
</div><div class="MsoNormal"><span lang="TR">Thy, atlas, pegasus, anadolu jet sitelerine hep bakmak-mış. Kimselere haftasonu program sözü verememek-miş. Öbür hafta gider miyim, Pazar gece mi Pazartesi sabah mı dönerim soru işaretleriyle. </span></div><div class="MsoNormal"><br />
</div><div class="MsoNormal"><span lang="TR">Şaşırmak-mış. Telefondaki en küçük bir ses değişimini hisseden olunca. Değerli hissetmek-miş. </span></div><div class="MsoNormal"><br />
</div><div class="MsoNormal"><span lang="TR">Bugünde değil daha çok yarın da olmak-mış. Hep plan yapmak-mış. Sen ne zaman gelirsin, ben ne zaman gelirim, senin işin, benim işim, bodrum’a kaçarız değil mi, yılbaşında kimin arkadaşlarıyla olsak, </span><span lang="TR">hadi nolur mayıs gelse de sen dönsen... </span></div><div class="MsoNormal"><br />
</div><div class="MsoNormal"><span lang="TR">Aptal gibi gözlerinin dolması-imiş. Hani geçici ayrılığa 10 saat kala, “olmak istediğim yer burası” deyip sarılanın gözlerine bakarken. </span></div><div class="MsoNormal"><br />
</div><div class="MsoNormal"><b><span lang="TR">Uzak ilişki yaşamak öyleyken böyle-imiş. Güzelmiş, sıcakmış, garipmiş, uzakmış ama en yakın olandan daha bile yakınmış. </span></b></div><div class="MsoNormal"><br />
</div><div class="MsoNormal"><span lang="TR">Bilmez-mişim. Öğren-mişim. Bir de bütün bunları anlamak idrak etmek-miş. </span></div><table align="center" cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="margin-left: auto; margin-right: auto; text-align: center;"><tbody>
<tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiNPYomrL1W491K1Ihl-ZIJxxgxXJP4mnnT3vBel3EWHqSnx3NHJPEB5ToixWfqvMxuOe0L76VsMPgu99Ks0LGqSNx1hvnD8UFwSF4xLmEbJHGjY3pi06rlGdVnlzaua4Vx1p6OKLxJI4o/s1600/Long-Distance-Relationship.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: auto; margin-right: auto;"><img border="0" height="400" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiNPYomrL1W491K1Ihl-ZIJxxgxXJP4mnnT3vBel3EWHqSnx3NHJPEB5ToixWfqvMxuOe0L76VsMPgu99Ks0LGqSNx1hvnD8UFwSF4xLmEbJHGjY3pi06rlGdVnlzaua4Vx1p6OKLxJI4o/s400/Long-Distance-Relationship.jpg" width="400" /></a></td></tr>
<tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;">çokopirens-miş; mutluluk-muş:)</td></tr>
</tbody></table>fortfoliohttp://www.blogger.com/profile/03138966500927446897noreply@blogger.com7tag:blogger.com,1999:blog-3639972308260597366.post-10869769882887375332011-01-30T16:12:00.000+02:002011-01-30T16:12:26.077+02:00Kadın ol!<div style="color: #444444;"><style>
@font-face {
font-family: "Times New Roman";
}p.MsoNormal, li.MsoNormal, div.MsoNormal { margin: 0in 0in 0.0001pt; font-size: 12pt; font-family: "Times New Roman"; }table.MsoNormalTable { font-size: 10pt; font-family: "Times New Roman"; }div.Section1 { page: Section1; }
</style> </div><div class="separator" style="clear: both; color: #444444; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgGHi8TBZ1xSHSu5suJcwFpmZOot44Hsw6GQsNw0nN1O07Wblx_HIG0J3kcqORMxxX-beHASC9w7GKZwORS4XzyX9SjTOwJ3_IfInc5VEsOfieLCMoJAxQ-MVDhVaKdW9Gn5N9ydu99Y9g/s1600/49.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="395" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgGHi8TBZ1xSHSu5suJcwFpmZOot44Hsw6GQsNw0nN1O07Wblx_HIG0J3kcqORMxxX-beHASC9w7GKZwORS4XzyX9SjTOwJ3_IfInc5VEsOfieLCMoJAxQ-MVDhVaKdW9Gn5N9ydu99Y9g/s400/49.jpg" width="400" /></a></div><div class="MsoNormal" style="color: #444444;"><span lang="TR">Ben en önemli kurallardan birini hep unutuyorum. Sen unutma! <br />
Asla kendini bir erkeğe göre programlaMA! <br />
Bırak o kendini sana göre programlamaya çalışsın, seni programlamak için uğraşsın, sen işin seyrine bak ve sadece onun çabasına karşılık ver. Sen organizatör müsün kadın? Zamanını, programını, işini, paranı ayarlamak için tepinme, iki dakika sakin dur! </span></div><div class="MsoNormal" style="color: #444444;"><span lang="TR"><br />
Sen çabalama. Ne demişti Emre Yılmaz? <b style="color: red;">Kadına yakışan aşk'tır, aşık olmak değil. </b><br />
Sen hayatında oda açmak için delice uğraşma, deli misin yoksa? (en azından, gerçekten hakedene kadar!)</span></div><div class="MsoNormal" style="color: #444444;"><span lang="TR"><br />
Odayı o açsın, kafasını vurup girerek. Açmasına aldanma, yetmez! Ne ona, ne sana! İçini döşesin, koltuk, masa, sandalyelerle eşyalarını seçsin. Heveslensin, yatağı süslesin ve seni içine girmen için ikna etsin. Odada her daim bir demet taze çiçeği ihmal etmesin, gönlünü almak için! <br />
<b style="color: red;">Sen seyreyle... Doğa bunu emrediyor çünkü! Av-avcı ilişkisine izin ver, doğaya başkaldırma! </b></span></div><div class="MsoNormal" style="color: red;"><br />
</div><div class="MsoNormal" style="color: #444444;"><span lang="TR">Biraz kadın ol! Onun için değil, kendin için! Gloria Gaynor burada araya girsin ve fon müziğimizi oluştursun... <a href="http://www.youtube.com/watch?v=ziv5kYb8aCo">“He can be Romeo if you act like Juliet.” </a> </span></div><div class="MsoNormal" style="color: #444444;"><span lang="TR">Önce kadın ol, kapını açmasına da izin ver, dans pistinde seni yönlendirmesine de, iyi geceler öpücüğünden sonra daha fazlasını istemesini bekle...<span> </span></span></div><div class="MsoNormal" style="color: #444444;"><br />
</div><div class="MsoNormal" style="color: #444444;"><span lang="TR">Kadın olduğunu önce hisset, sonra hissettir. Lamba patlayınca erkek gibi sandalye tepesine çıkma, hesabı paylaşalım diye kendini paralama, iki güzel lafa saçını süpürge etme, tüm ev işlerinden anlama, seks için üzerine atlama, paran olmayınca bunu söylemekten utanma, zayıf hissettiğin günlerde şaklabanlıkla bunun üzerini örtme! İşin özü, kırılgan olma, dozunda kapris yapma ve tırnağın kırılınca istersen mızmızlık yapma lüksüne sahip çık. <b style="color: red;">Sen yapmazsan, o yapacak çünkü! </b></span></div><div class="MsoNormal" style="color: #444444;"><br />
</div><div class="MsoNormal" style="color: #444444;"><span lang="TR">Neden bir anda anti-feminist söylemlere girdim biliyor musun sevgili fortfolio okuru? </span></div><div class="MsoNormal" style="color: #444444;"><span lang="TR">Mutluluğun için... <span style="color: red;">Esas olan mutluluk çünkü... </span></span></div><div class="MsoNormal" style="color: #444444;"><span lang="TR">Ne yapalım, erkek böyle davranan kadını el üstünde tutuyor. Diğeri nasılsa başının çaresine bakar, üzülmez, ölmez, ağlamaz deyip uzama moduna geçiyor. </span></div><div class="MsoNormal" style="color: #444444;"><span lang="TR">Doğaya karşı gelmek için biz çırpındıkça, "kendi ayağımın üzerinde duracağım" söylemleriyle doğru yaptığımızı sandıklarımız tepemizde patlıyor. Bu dediklerimi yapınca, kendi ayağın üzerinde durmuyor olmuyorsun hem, merak etme. Sadece biraz pohpohlamış oluyorsun, kendi hayatını kolaylaştırmak da cabası! </span></div><div class="MsoNormal" style="color: #444444;"><br />
</div><div class="MsoNormal" style="color: #444444;"><span lang="TR">Kadın ol ki, erkeği erkek gibi hissettir. Erkek biraz daha güçlü hissetmek istiyor. Her şeyi halleden kadının, kendisine ihtiyacı olmamasından korkuyor. </span></div><div class="MsoNormal" style="color: red;"><span lang="TR">Oysaki en güçlü kadın bile, sevdiği erkeğe ihtiyaç duyar, bunu bilmiyor işte! <span> </span></span></div><div style="color: #444444;"></div>fortfoliohttp://www.blogger.com/profile/03138966500927446897noreply@blogger.com8tag:blogger.com,1999:blog-3639972308260597366.post-87037729561686508932011-01-24T23:02:00.000+02:002011-01-24T23:02:02.442+02:00Saçma mı saçma!<style>
@font-face {
font-family: "Times New Roman";
}p.MsoNormal, li.MsoNormal, div.MsoNormal { margin: 0in 0in 0.0001pt; font-size: 12pt; font-family: "Times New Roman"; }table.MsoNormalTable { font-size: 10pt; font-family: "Times New Roman"; }div.Section1 { page: Section1; }
</style> <br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEg3dXBL5GhsdbhRazytA47dSPL1CE08_gnyStus7C9johcL_pwMc1NJx_aWZbItowvVDSw2dBvmIEY_0AeUNND_Lxk8S5a69yML8G_UA3aVrwfMejcGZkoTIKMQ9mhbmZSvuJ4lz-vv4Zk/s1600/post8711253486708gofe2.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="250" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEg3dXBL5GhsdbhRazytA47dSPL1CE08_gnyStus7C9johcL_pwMc1NJx_aWZbItowvVDSw2dBvmIEY_0AeUNND_Lxk8S5a69yML8G_UA3aVrwfMejcGZkoTIKMQ9mhbmZSvuJ4lz-vv4Zk/s400/post8711253486708gofe2.jpg" width="400" /></a></div><div class="MsoNormal"><span lang="TR"> Kışın kilo verilemiyormuş. </span></div><div class="MsoNormal"><span lang="TR">Vücut üşüdüğü için yağları tutuyormuş. Ben demiyorum, Dr. Oz söylüyor. Sebebi de işte ilkel çağlar. Ne saçma yahu! Uykudaki düşme hissi de, ilkel çağlardan mirasmış. Atalarımız yırtıcı hayvanlardan korunmak için ağaçta uyuyor, düşme tehlikesini bize, yüzyıllar sonraya miras bırakıyor. Benim hücreler de bunu hatırlıyor. Dün ne yedin desen, hatırlamaz. Düşünsene beyin ipad’e alışıyor, vücut o kadar salak ki hala mağarada yaşıyoruz, ağaçta uyuyoruz sanıyor, üşümesin diye yağlarına sarılıyor. </span></div><div class="MsoNormal"><br />
</div><div class="MsoNormal"><span lang="TR">Zaten vücudun salak olduğu kadından belli. Sanki her ay doğuracakmış gibi yumurtlamak ne ola ki? Doğuramayınca da kan gövdeyi götürüyor. Arkadaşım yok mu bunun bir düğmesi, bir ayarı... Ben doğuracağım zaman haber versem de her ay pms, regl ağrısı yaşamasam? Kendim için bir şey istiyorsam namerdim, çevreye verdiğim rahatsızlıktan müzdaribim. </span></div><div class="MsoNormal"><br />
</div><div class="MsoNormal"><span lang="TR">Saçmalıklardan gidiyorsak... Kadın tribi de çok saçma bir şey! Trip yapandan kimse hoşlanmaz, itici bulur. Kadın da bunu bilir. Ama trip atar. Niye? </span></div><div class="MsoNormal"><span lang="TR">Allahım sen içimdeki canavara mukayyet ol. Ne bu, kadınlık içgüdüsü mü? Kadın hisseder diye mi böyle, yoksa egosuna mı yenik düşer, canı mı sıkılır, şımarıklık mı yapar ya da haklıdır da kendini nasıl ifade edeceğini mi bilmez... Nedir?</span></div><div class="MsoNormal"><br />
</div><div class="MsoNormal"><span lang="TR">Kış, depresif mevsim. Hava da, sen de kat kat koyu renklere bürünürsün. Geçecek bilirsin, yine de saçma bir şekilde huysuzlaşırsın. Aptal bünyem benim, ne diye huysuzlanırsın, sanki San Diego’da mı yaşıyordun geçen kışa kadar? </span></div><div class="MsoNormal"><br />
</div><div class="MsoNormal"><span lang="TR">Elindeyken değerini bilmemek var bir de... O da çok saçma. Açıklamasını ben yapmayacağım, onu da sen düşün. </span></div><div class="MsoNormal"><span lang="TR">Aman kendine dikkat et, pis soğuklar gelirken hasta olma! </span></div>fortfoliohttp://www.blogger.com/profile/03138966500927446897noreply@blogger.com5tag:blogger.com,1999:blog-3639972308260597366.post-70329964797791649772011-01-19T00:20:00.001+02:002011-01-19T23:38:37.054+02:00Mutsuz Modern Masal.<style>
@font-face {
font-family: "Times New Roman";
}p.MsoNormal, li.MsoNormal, div.MsoNormal { margin: 0in 0in 0.0001pt; font-size: 12pt; font-family: "Times New Roman"; }table.MsoNormalTable { font-size: 10pt; font-family: "Times New Roman"; }div.Section1 { page: Section1; }
</style> <br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjsOd6Q5Ie4MusS2mYXqKkOVdn1M7F35djBVTUYtiK5RT1DaIeyNFuE5-vh5IkGETorEr2RMs9MoH6JMfUVU68DtrS2WeRCRRNSNUNWF5i5LO89cNx8cAiInD99yq8VVFLHUBMXPygE914/s1600/love-and-other-drugs_9252639.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="250" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjsOd6Q5Ie4MusS2mYXqKkOVdn1M7F35djBVTUYtiK5RT1DaIeyNFuE5-vh5IkGETorEr2RMs9MoH6JMfUVU68DtrS2WeRCRRNSNUNWF5i5LO89cNx8cAiInD99yq8VVFLHUBMXPygE914/s400/love-and-other-drugs_9252639.jpg" width="400" /></a></div><div class="MsoNormal"><br />
</div><div class="MsoNormal"><span lang="TR">Modern zamanlarda aşk yorulmuştur.</span></div><div class="MsoNormal"><span lang="TR">Erkek yalnız ve avare. </span></div><div class="MsoNormal"><span lang="TR">Kadın yalnız ve mutsuzdur. </span></div><div class="MsoNormal"><br />
</div><div class="MsoNormal"><span lang="TR">Ve kadınlar bunu kendi suçları zanneder. “Eski yaptıklarımın karması yüzünden mi yalnızım” soru işaretleriyle kararır. </span></div><div class="MsoNormal"><span lang="TR">Bir bakıma haklıdır, çünkü işleri bu kadar laçkalaştıran yine kadınlardır.</span></div><div class="MsoNormal"><span lang="TR">Ama kendi suçu zanneden kadınlar değil, zannetmeyenler asıl suçlulardır. </span></div><div class="MsoNormal"><br />
</div><div class="MsoNormal"><span lang="TR">Flörtü, teması, ilk dokunuşu, elele tutuşmayı, ilk öpücüğü, seksi; basitleştiren, kolaya indirgeyen kadınlardır suçlular. </span></div><div class="MsoNormal"><span lang="TR">Maskeleri de yine modern zamanlar, “istediğimi yaşarım kim ne karışır” kafasına girip, önce kendilerini değiştirdiler. Sonra erkekleri. </span></div><div class="MsoNormal"><span lang="TR">Sonra diğer kadınları... </span></div><div class="MsoNormal"><br />
</div><div class="MsoNormal"><b><span lang="TR">Açtır kadın çünkü. Hiç özgür olamamıştır bugün olduğu kadar. Ve özgürlüğü kendi kendini yiyerek tüketir.</span></b></div><div class="MsoNormal"><span lang="TR">Ne kadar modern, o kadar kalbine tutsaktır. </span></div><div class="MsoNormal"><span lang="TR">Yüzyıllardır uğruna çırpındığı özgürlük, bugün onun esaretidir. Zorla elde ettikleri özgürlükle, 21. Yüzyılı değiştirirler. </span></div><div class="MsoNormal"><span lang="TR">Erkekler ise tarih boyunca yaptıklarını tekrarlarlar...</span></div><div class="MsoNormal"><span lang="TR">Erkekler izler.</span></div><div class="MsoNormal"><span lang="TR">Ve birilerinin onları alıp götürmesini beklerler. Çünkü erkek, edilgendir. </span></div><div class="MsoNormal"><b><span lang="TR">Kimin kimi götürdüğü belli olmayan muhteşem yüzyıla hoşgeldiniz! </span></b></div><div class="MsoNormal"><br />
</div><div class="MsoNormal"><span lang="TR">Bu yüzyılda biz, ne istediğimizi biliriz, ne istemediğimizi...</span></div><div class="MsoNormal"><b><span lang="TR">Bugün binlerce anlamsız seks, vücutlarda vuku bulur. Vuku bulduğu vücutların kalplerini sertleştirir, duygulardan arındırır. Bugün binlerce yalnız kalp, git gide soğur. </span></b></div><div class="MsoNormal"><br />
</div><div class="MsoNormal"><span lang="TR">Acısını da yine kadınlar çeker. Hani içinde bir parça romantiklik sıkışmış, duygusal diye hor görülen kadınlar. Diğer kadınlar...</span></div><div class="MsoNormal"><br />
</div><div class="MsoNormal"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEip1zf56Q_Tc_Ys2BbHWakqRhnUXOMGRwglPfzJTF2tOAFgBaQL4zN__cNM4q0Id8Uyw6VsqZtDP25-Bb1HUieYKbSI8MLoo0fREqT3WDEcYeGecwT-q9_DtDt1tXt_KWRLiu7Zf27p6mc/s1600/3972763114_af360ec123_z.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="300" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEip1zf56Q_Tc_Ys2BbHWakqRhnUXOMGRwglPfzJTF2tOAFgBaQL4zN__cNM4q0Id8Uyw6VsqZtDP25-Bb1HUieYKbSI8MLoo0fREqT3WDEcYeGecwT-q9_DtDt1tXt_KWRLiu7Zf27p6mc/s320/3972763114_af360ec123_z.jpg" width="320" /></a><span lang="TR">Diğer dediğin kimdir bu arada? </span></div><div class="MsoNormal"><span lang="TR">O kadın da kısa zamanlara vurur kendini. </span></div><div class="MsoNormal"><span lang="TR">Roller hep değişir, bir diğer kadın olursun, bir esas kadın.</span></div><div class="MsoNormal"><span lang="TR">Hiç bir rolde sabit kalamazsın. Rolün dağıtımı ise sanılanın aksine bir erkeğe göre şekillenmez. </span></div><div class="MsoNormal"><span lang="TR">Yine bir kadına... hep bir kadına göre rolün biçilir, diğer olursun. </span></div><div class="MsoNormal"><span lang="TR">Erkek edilgen ve erkek bu rolü çok sever.</span></div><div class="MsoNormal"><span lang="TR">İşine gelir kolaya kaçmak.</span></div><div class="MsoNormal"><span lang="TR">Tabii ki.</span></div><div class="MsoNormal"><br />
</div><div class="MsoNormal"><span lang="TR">Bir baksana kendine ve çevrene. </span></div><div class="MsoNormal"><span lang="TR">Kaç erkek sayabilirsin sevgisi için çırpınan? Bunu seviyorum ama dur bi ötekine mesaj atayım, berikine göz kırpayım demeyen... </span></div><div class="MsoNormal"><span lang="TR">Peki kaç kadın kaldı, ötekinin parası daha çok, onunla flört edeyim, nasılsa kalbim her türlü parçalanacak demeyen?</span></div><div class="MsoNormal"><br />
</div><div class="MsoNormal"><span lang="TR">Kaç insan kaldı... Kaç insan kaldı “zamanında çok kırıldım” demeyen? </span></div><div class="MsoNormal"><span lang="TR">Modern zamanlarda aşk... Yorgundur hem de çok!</span></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgXa_GK__i0F9USrnZ_7-Ii3SfDwo-ijkDJtK6A1l48pPzYrFSE7iza6_XzoH1AhSY_yKfUikAfsG1CYpwcdFlw4auDDk4hFH2EzJQQKm16EgI-jNRJFZ1jGlmOQ_m0BHGoDvP-96bWX7Q/s1600/okeroszz3.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgXa_GK__i0F9USrnZ_7-Ii3SfDwo-ijkDJtK6A1l48pPzYrFSE7iza6_XzoH1AhSY_yKfUikAfsG1CYpwcdFlw4auDDk4hFH2EzJQQKm16EgI-jNRJFZ1jGlmOQ_m0BHGoDvP-96bWX7Q/s1600/okeroszz3.jpg" /></a></div>fortfoliohttp://www.blogger.com/profile/03138966500927446897noreply@blogger.com9tag:blogger.com,1999:blog-3639972308260597366.post-9407757931850970792011-01-16T12:20:00.000+02:002011-01-16T12:20:40.359+02:00Hasta ve Yasta...<style>
</style><br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjgq74edQpmijGZIz5Jkzfi073tUHYUmjw03CXItu8vH_zBclTxVvi7sfLddTHLKg8yyMNAZFTWRfp4Yq3fk3o_hpDVtaq-kWoH4PearCNaXP6ioomgzuINXipCqFILUDdWE_BwNKuWDtM/s1600/4.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="333" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjgq74edQpmijGZIz5Jkzfi073tUHYUmjw03CXItu8vH_zBclTxVvi7sfLddTHLKg8yyMNAZFTWRfp4Yq3fk3o_hpDVtaq-kWoH4PearCNaXP6ioomgzuINXipCqFILUDdWE_BwNKuWDtM/s400/4.jpg" width="400" /></a></div><br />
<span lang="TR">Bir Pazar sabahı; bizim sokağın köşesinde davul zurna eşliğinde anlamsızca dans eden iki adam yüzünden uyandım. Yataktan sıçrayarak cama koştum, asalak komşu oğluyla göz göze geldim. Beraber, çılgınca abuk dans figürleri yapan, üstlerinde uzun kollu beyaz gömlek, altlarında rengarenk uzun etekler(!) giymiş çirkin adamlara baktık. </span><br />
<span lang="TR">Çengi mi kaldı ya? Davulcu da öyle bir köklüyordu ki tokmağı... Rüyadayım ya da ilaçlardan halüsinasyon mu görüyorum acaba... </span><br />
<span lang="TR">“Sinir krizi eşiğindeki kadınlar” filminden başrol teklifi alırken hayal ettim kendimi. </span> <br />
<div class="MsoNormal"><br />
</div><div class="MsoNormal"><b><span lang="TR">Şaka gibi... Ya da değil. Hayat gibi... Şaşırtıcı ve en olmadık zamanda... Ya da değil. </span></b></div><div class="MsoNormal"><span lang="TR">Sebebini de anlamadım nedir bu neşe diye ama kızdım. “Deliyle deli olma arkadaşım” dedim kendi kendime. O sırada fark ettim, çoktan deli olmuşum. Bir başka deliye ihtiyacım yok. </span></div><div class="MsoNormal"><br />
</div><div class="MsoNormal"><b><span lang="TR">Hastayım... Her hasta olduğumdaki gibi kendimi yalnız, depresif ve çaresiz hissediyorum. </span></b></div><div class="MsoNormal"><br />
</div><div class="MsoNormal"><span lang="TR">Gidesim var. Alıp başımı uzaklara... Kendimden kaçmak değil derdim, içinde olduğum belirsizlikten kaçmak istiyorum. <b>Kendi Truman Show’umun içinde kaybolmuş gibiyim.</b> İşler ne zaman hafif ve eğlenceli olmaktan çıkıp, ağır ve depresif oldu? O arayı kaçırmışım ben! </span></div><div class="MsoNormal"><br />
</div><div class="MsoNormal"><span lang="TR">Yan yana çalıştığım, her gün birlikte güldüğüm/sıkıldığım, beraber yemeğe gittiğim, annemden-babamdan-sevgilimden çok gördüğüm iş arkadaşlarım gitti. Bir anda, bir günde altı dergi birden kapatıldı. Doğru düzgün haber değeri bile yoktu kapatılmalarının... Ben etkilendim. Biliyorum ki o kişiler benden çok daha somut bir şekilde etkilendi. </span></div><div class="MsoNormal"><span lang="TR">Biz kalanlar, bir belirsizlik ve sürekli çıkan ne idüğü belirsiz dedikoduların içine düştük, sıkıştık. Reklamdaki gibi bir ay, üç hafta olsun istiyoruz, çünkü o son haftayı getiremiyoruz. </span></div><div class="MsoNormal"><br />
</div><div class="MsoNormal"><span lang="TR">Öte yandan ülkemin hali kalbimi sıkıştırıyor. <b>Ucube sıfatları, 45 cm saçmalığı, içki-sigara yasakları, sulanan Odtü’lüler, 12 eylül kandırmacası, sanata ve spora saygısızlık haberleri, faşist muhafazakarlaşma, dizi sansürleri, ilkokula türbanı sokma anketleri, yandaş medya, uyuyan, görmeyen ya da baş kaldırmayan insanlarla dolu güzel ülkem...</b> Karikatürlere ya da dalga geçmelere malzeme için bile bu kadarı fazla! </span></div><div class="MsoNormal"><br />
</div><div class="MsoNormal"><span lang="TR">Diyorum ya, çaresizlikten gidesim var ama terkedesim yok! Zaten cesur değilim, yürekli değilim, yemiyor işte! Alışkanlıklar, mecburiyetler, yapılması gerekenler, bazen de herşey değişir umutları Demokles’in kılıcı gibi tepemde dikiliyor. Öte yandan savaşasım var, ne yapacağımı bilmez bir halde...</span></div><div class="MsoNormal"><br />
</div><div class="MsoNormal"><span lang="TR">Gidip ilaçlarımı içeyim bari. Üstüne bir sıcak duş ve uyku... Uyandığımda daha renkli bir dünya görmek istiyorum. </span></div><div class="MsoNormal"><b><span lang="TR">Daha çok seçenek, daha az sıkışmışlık! </span></b></div><div class="MsoNormal"><span lang="TR">Şimdi “Eternal sunshine of the spotless mind” olmak istiyorum. </span></div><div class="MsoNormal"><span lang="TR">Bitsin. </span></div><div class="MsoNormal"><span lang="TR">Bu yazı gibi bitsin artık! </span></div>fortfoliohttp://www.blogger.com/profile/03138966500927446897noreply@blogger.com5tag:blogger.com,1999:blog-3639972308260597366.post-89020183444615850182011-01-05T00:28:00.000+02:002011-01-05T00:28:25.051+02:00Sevmek başka istemek başka!<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgpR8cdjpF5auj3_rAKpECTMUe64NQQQpBWFMvrGLJ1sXy3mRLafZBINzYNcM2F_AAcFISoQR27DcdrkaaMW1FOiS2GSSGbvpgs6FN9EETQWOKiAYc9afYvICqF40347ElpXfwScEv_Si0/s1600/play.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="288" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgpR8cdjpF5auj3_rAKpECTMUe64NQQQpBWFMvrGLJ1sXy3mRLafZBINzYNcM2F_AAcFISoQR27DcdrkaaMW1FOiS2GSSGbvpgs6FN9EETQWOKiAYc9afYvICqF40347ElpXfwScEv_Si0/s320/play.jpg" width="320" /></a></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">Hey sen, Y kromozomlu, hormonal açıdan fazlaca testesteron salgılayan organizma, iki dakika şuraya baksana! Ne yapacağız senin bu erkeksi önyargıların, içinden karar verip dışardan alaycı hallerinle?</div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><b>Bu sefer neye taktım biliyor musun?</b></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><b><br />
</b></div><div class="MsoNormal"><div style="text-align: left;"><span lang="TR">Benim her çocuk gördüğümde ağzımı burnumu yamıştırıp, agucuk sesler çıkarıp, bebeğin üstüne atlama, elini öpüp, ensesini koklama hallerime attığın bakışa taktım. </span></div></div><div class="MsoNormal"><div style="text-align: left;"><span lang="TR">Yok efendim saatim tik tak’lamıyor; bu yüzyılda bu yaş, çocuk için çırpınma yaşı değil henüz! </span></div></div><div class="MsoNormal"><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhI4h2Laug5noj7AkGS-xIgHibwGHmURXTEdOqbh0ivAHf4l4_c9pJCHEo1BJSSYRI1jeNLUQJG81h90nVAyc_GO1XYORdIRpmVEBLkGlMWLrw40P008wPXsVZnG0e3rVQfapDYU94C4Gg/s1600/hamilelik.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhI4h2Laug5noj7AkGS-xIgHibwGHmURXTEdOqbh0ivAHf4l4_c9pJCHEo1BJSSYRI1jeNLUQJG81h90nVAyc_GO1XYORdIRpmVEBLkGlMWLrw40P008wPXsVZnG0e3rVQfapDYU94C4Gg/s1600/hamilelik.jpg" /></a></div><div style="text-align: left;"><br />
</div></div><div class="MsoNormal"><div style="text-align: left;"><span lang="TR">Ben kendime zor bakıyorum el kadar bebeyle nasıl uğraşayım? <b>Hiç kendimi tüm kıyafetleri kusmuklu, cırt cırtlı sütyenler takan, saçı başı dağılmış, fazla kiloları verememiş bir kadın olarak göremiyorum şu anda. </b></span></div></div><div class="MsoNormal"><div style="text-align: left;"><span lang="TR">Şu an çocuk istemiyorum diye çocuk sevmiyorum demek değil ki bu! Çok seviyorum hem de! Kimi kadın böyle doğar, böyle devam eder. Bunun yaşımla da alakası yok, kendimi bildim bileli (ki bu bende 9 yaşa tekabül eder, o sene kardeşim canlı oyun bebeği misali kucağıma düşmüştü) bebek severim ben. </span></div><table align="center" cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="margin-left: auto; margin-right: auto; text-align: center;"><tbody>
<tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEie1l4ySmISlFna0O2vHj_F7bv5kAZ_e1XIaObhJX12Oy2nvakv4mDW0jvLCZWu24hMyVDZh8wf284p7cXq-cQeaaFfVRMHJ3EPmKbwhi8dRnIpS24HRTLvSrlIQSCdoE_C9krBMDg0vCU/s1600/cute-baby-boy.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: auto; margin-right: auto;"><img border="0" height="240" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEie1l4ySmISlFna0O2vHj_F7bv5kAZ_e1XIaObhJX12Oy2nvakv4mDW0jvLCZWu24hMyVDZh8wf284p7cXq-cQeaaFfVRMHJ3EPmKbwhi8dRnIpS24HRTLvSrlIQSCdoE_C9krBMDg0vCU/s320/cute-baby-boy.jpg" width="320" /></a></td></tr>
<tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;">bunu görürsem kaçırırım yalnız, söyliim de. </td></tr>
</tbody></table><div style="text-align: left;"><span lang="TR"><br />
</span></div></div><div class="MsoNormal"><div style="text-align: left;"><span lang="TR"><b>Nasıl sevmem ki... Mis gibi kokar, herşeye meraklıdır, oyunsever, hemen cöö oyununa kanar, seni sevdiğine 3 dakikada karar verir, 5 dakika sonra kucağından inmez. Saftır ama akıllıdır, tüm kötü enerjini alır, oynarken tüm dünyayı geride bırakabilirsin, bakışlarıyla tavlar seni. </b></span></div></div><div class="MsoNormal"><div style="text-align: left;"><span lang="TR">Evet efendim, bayılıyorum bebeklere, çocuklara... Ama bugün yumurtayı rahmimden çıkarıp kucağıma alsam, ne yapacağımı şaşırırım... Geçtim bakımından, bunun okulu var, masrafı var, sağlıklı psikolojisi var. Daha bir yaşındayken oyun gruplarına götürmekten tut, üniversite zamanı nasıl arkadaşlar edindiğine dikkat etmeye kadar varoğlu var. </span></div></div><div class="MsoNormal"><div style="text-align: left;"><br />
</div></div><div class="MsoNormal"><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiKEJZA1FXGJiZ8vUufQAY8M3f6QJZYnzU6XmXlVzjHFxgzNBzpTPDMC_xLVveprfBTpYgp8OCLdTxWzEwqHdfMMeVkfNCzu0CSWPA0cmkZsLI5cwYYnEnvDAPWBDk6PCG1SoBmNabvTQ0/s1600/flyingGirl.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="200" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiKEJZA1FXGJiZ8vUufQAY8M3f6QJZYnzU6XmXlVzjHFxgzNBzpTPDMC_xLVveprfBTpYgp8OCLdTxWzEwqHdfMMeVkfNCzu0CSWPA0cmkZsLI5cwYYnEnvDAPWBDk6PCG1SoBmNabvTQ0/s320/flyingGirl.jpg" width="320" /></a></div><div style="text-align: left;"><span lang="TR"><b>Daha benim uçmam gerek, görmediğim ülkelere, şehirlere konmam gerek. Aşkı en derinimde hissetmem gerek. Başarıyı da, kariyeri de görmem gerek. Hırslarımı törpülemem gerek! Giymeye kıyamadığım ayakkabılar almam, tüm paramı sevgilimle tatile harcamam, kaç fırın ekmek yiyip zayıf kalmam, sabahlara kadar kız arkadaşlarımla barlarda tepinmem, daha çok yazı yazmam, öykülere dadanmam, kurslara gitmem, üçüncü yabancı dili öğrenmem, kitaplara doyamamam gerek! </b></span></div></div><div class="MsoNormal"><div style="text-align: left;"><br />
</div></div><div class="MsoNormal"><div style="text-align: left;"><span lang="TR">Ama sırf sana inadımdan yolda, belde, arkadaş kucağında her gördüğüm bebeğe atlayacağım! Yok len, şaka şaka sana inat değil, valla! Seviyorum dedim ya bebek. Zamanı gelince tabii ki çatır çatır doğuracağım! Zamanı ne vakit gelir bilmem! Zamanı gelse, babası gelir mi, o da belli olmaz! Ama henüz saatim tıklamıyor. </span></div></div><div class="MsoNormal"><div style="text-align: left;"><span lang="TR">Gerçi bilgeler “bu saat bir anda başlar apışıp kalırsın” diyor ama onu apışmadan bilemem. Apışabilirim ya da kalbime eserse tüm bunları bebekle beraber yapmaya karar verip feysbuka bebek pışpışlarken bir foto çakabilirim. O durumda sana da “hayırlı olsun” deyip altın takmaktan başka bir halt düşmez. </span></div></div><div class="MsoNormal"><div style="text-align: left;"><br />
</div></div><div class="MsoNormal"><div style="text-align: left;"><span lang="TR">Son çift lafım yine sana; ön yargılı testesteron dostum<b>! Bana öyle küçümseyen bakışlarla, imalı laflarla ya da aman uzak durayım “yapışır çocuk yapmak ister” tavırlarıyla bakma!</b></span><span lang="TR"> İstemenin yetmediği bir alan olduğu gibi, acaba senden çocuk ister miyim, senin genlerini kendime karıştırmam için geçerli bir sebep var mı gibi konuları düşünmeye başlasan iyi edersin sevgili hint kumaşı! </span></div></div><div class="MsoNormal"><div style="text-align: left;"><br />
</div></div><div class="MsoNormal"><div style="text-align: left;"><span lang="TR">Ayrıca çocuk sahibi olunca, en ukala erkeklerin bile nasıl kendini paraladığını, keşke daha önce yapsaymışım diye hayıflandığını, “hadi bir sonrakini yapalım” diye direttiğini keyifle izliyoruz biz dişiler. <b>İzlemeye devam edeceğiz.</b></span><span lang="TR"> Sevgiler... </span></div><table align="center" cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="margin-left: auto; margin-right: auto; text-align: center;"><tbody>
<tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEi_glIAZygRMMAFF_tH2ZjjEzN438-XfRperh7dYisf-yAHr3rbvoA7WwJio0gT6qyttLr9tWDUTuOOyhADC2riPPOv0cy-i02md6_xoVB98JiFf6EJlvoVnhQUYHeR-bw7XMg5BKBAo-M/s1600/Baby-Kisses.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: auto; margin-right: auto;"><img border="0" height="233" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEi_glIAZygRMMAFF_tH2ZjjEzN438-XfRperh7dYisf-yAHr3rbvoA7WwJio0gT6qyttLr9tWDUTuOOyhADC2riPPOv0cy-i02md6_xoVB98JiFf6EJlvoVnhQUYHeR-bw7XMg5BKBAo-M/s320/Baby-Kisses.jpg" width="320" /></a></td></tr>
<tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;">hadi öptüm sizi!</td></tr>
</tbody></table></div>fortfoliohttp://www.blogger.com/profile/03138966500927446897noreply@blogger.com4tag:blogger.com,1999:blog-3639972308260597366.post-63602695507291820652011-01-02T20:55:00.001+02:002011-01-02T20:56:23.368+02:00Yeni yıl Duası.<style>
@font-face {
font-family: "Times New Roman";
}p.MsoNormal, li.MsoNormal, div.MsoNormal { margin: 0in 0in 0.0001pt; font-size: 12pt; font-family: "Times New Roman"; }table.MsoNormalTable { font-size: 10pt; font-family: "Times New Roman"; }div.Section1 { page: Section1; }
</style> <br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjeWDITkZ9SInDaeERkZ0tWajAZlv0bTJgnsQLd2RFlqHjJNBtcGbhM7WxTsuRAyB0Y0DoZMUHr8wOr28KAXyEqsZUMdRTvqOj-L7kMwY0CMt19-1AeKSavs89xs3nufjTr1vW_5NPkh3U/s1600/cosmocupcakes.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="362" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjeWDITkZ9SInDaeERkZ0tWajAZlv0bTJgnsQLd2RFlqHjJNBtcGbhM7WxTsuRAyB0Y0DoZMUHr8wOr28KAXyEqsZUMdRTvqOj-L7kMwY0CMt19-1AeKSavs89xs3nufjTr1vW_5NPkh3U/s400/cosmocupcakes.jpg" width="400" /></a></div><div class="MsoNormal"><span lang="TR"><b><br />
</b></span></div><div class="MsoNormal"><span lang="TR"><b>Ha geldi ha geliyor derken 2011 başladı bile! Hadi dua edelim, dileyelim, gerçek olsun. </b></span></div><div class="MsoNormal"><span lang="TR"><b>Sağlık olsun.</b></span><span lang="TR"> Önce hastalık senden ve sevdiklerinden uzak dursun, sonra devamı gelsin! </span></div><div class="MsoNormal"><span lang="TR"><b>Seviş!</b></span><span lang="TR"> 2012’de kıyamet gelirse diye, sevdiğin tene dokun, sonra bir daha dokun! Anları arttır, zevk hanesine yazdır. </span></div><div class="MsoNormal"><span lang="TR"><b>Şehre yenilme!</b></span><span lang="TR"> Üşenme, arkadaşını görmeye, iki saat için de olsa git. İki saat yol yapman gerekse de... Pazar trafik olur diye, Boğaz kenarına inme zevkinden mahrum kalma! </span></div><div class="MsoNormal"><span lang="TR"><b>Daha çok seyahat et.</b></span><span lang="TR"> Yurtiçi, yurtdışı, her fırsatta yol yap. Yeni yerler, yeni insanlar, yeni tatlar biriktir. </span></div><div class="MsoNormal"><span lang="TR"><b>Erteleme! </b></span><span lang="TR">Dedim ya son senemizse 2011? Ertelemek aptal işi. Aptal olma! </span></div><div class="MsoNormal"><span lang="TR"><b>Esne!</b></span><span lang="TR"> Kasılmanın alemi yok, köşelerini at, yapmam-etmem-denemem kelimelerini lugattan çıkar! </span></div><div class="MsoNormal"><span lang="TR"><b>Rahat ol!</b></span><span lang="TR"> Biraz rahvan otu işini görecektir. Uyuz taksicinin, yolda omzuna çarpan herifin, sıranı çalmaya çalışan hödüğün, arabayı kötü kullanan kadının arkasından gününü zehir etme. Affet, boşver, bekleme yapma. </span></div><div class="MsoNormal"><span lang="TR"><b>Hisset!</b> Aşık olmaktan korkma, daha çok yaşadığını hisset, kaçma, itiraf et, aşkın için çabala! Yeni on yıl, geçen on yılın aşklarından çok daha derin olsun. </span></div><div class="MsoNormal"><span lang="TR"></span><span lang="TR"></span><span lang="TR"><b>Eğlen!</b></span><span lang="TR"> Daha çok film izle, daha çok konsere git, daha güzel kitaplar oku, daha çok mutlu olduğun ne varsa onu yap... İşler elbet yetişir!</span></div><div class="MsoNormal"><span lang="TR"><b>Cesur ol!</b></span><span lang="TR"> İlan-ı aşk mı geçiyor içinden yoksa patrondan zam istemek mi? Ya da seni rahatsız eden bir tavrını arkadaşına söylemek mi... Durma, yaptığın değil, yapmadıkların geri dönüp baktığında pişmanlık verir.</span></div><div class="MsoNormal"><span lang="TR"><b>Bir sırrın olsun!</b></span><span lang="TR"> 40 yaşındasın ama çocuk mu yapmak istiyorsun, evlenmek mi arzun yoksa işi gücü bırakıp Ege kasabasına yerleşmek mi gönlünden geçen? İmkansız diyenlere nanik, kimseye söyleme ama bu yıl amacın için somut adımlar at. </span></div><br />
<br />
<div class="MsoNormal"><span lang="TR">Kabızlıkları, gözyaşları, yaraları 2010’da bırak! Temiz, umutlu, mutlu bir seneye başla. Kimsenin "bugünün iki gün önceden ne farkı var" demesine kulak asma. <b>Farkı sen yarat! </b></span></div>fortfoliohttp://www.blogger.com/profile/03138966500927446897noreply@blogger.com6tag:blogger.com,1999:blog-3639972308260597366.post-10782410350545759672010-12-29T22:50:00.000+02:002010-12-29T22:50:16.204+02:00Aşk Sponsoru: Güzel, gerçek ve hür!<style>
@font-face {
font-family: "Times New Roman";
}p.MsoNormal, li.MsoNormal, div.MsoNormal { margin: 0in 0in 0.0001pt; font-size: 12pt; font-family: "Times New Roman"; }table.MsoNormalTable { font-size: 10pt; font-family: "Times New Roman"; }div.Section1 { page: Section1; }
</style> <br />
<div class="MsoNormal"><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgThnwnbMKRWukj29Z5_DVA3VX8pCxNPpbtwBcAiDAYDfVkcMB5WCl1VNGYd4vL7qt2Lw_8w4SIR2eURcaVzG59q9YNld9hGKMyMynOpdY8JTFDcj7v-Lz6T2qGHcJc9xf09yG_m0FgVcE/s1600/Marie-Claire.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgThnwnbMKRWukj29Z5_DVA3VX8pCxNPpbtwBcAiDAYDfVkcMB5WCl1VNGYd4vL7qt2Lw_8w4SIR2eURcaVzG59q9YNld9hGKMyMynOpdY8JTFDcj7v-Lz6T2qGHcJc9xf09yG_m0FgVcE/s320/Marie-Claire.jpg" width="290" /></a></div><span lang="TR"><b>Adım Marie ya da Claire değil ama ben O’yum! O'nlardan biriyim. Güzel, gerçek ve hür. </b></span><br />
<span lang="TR"><b>Şehirli, yalnız yaşayan, kariyerine önem veren, renkli bir iş hayatı olan, alışverişe özellikle ayakkabıya tonla para dökme potansiyeline sahip, arkadaşlarıyla aile kuran, spora giden, uzakta yaşayan ailesiyle sırlarını paylaşan, hırslı, yaprak sarmadan sashimiye uzanan yelpazede yemek yapan, konserlerde tepinen, hayal kuran, hedeflerine adım adım yaklaşan, belli bir müzik ve film zevki olan genç bir kadın.</b></span><span lang="TR"> <b>Duygusal, komik, saçma, trajik, ilginç ilişkiler yaşayan demeyi unutmamalı! </b></span><br />
<span lang="TR">Hani 20 sene önce Marie Claire’in Türkiye’ye ilk geldiğinde empoze etmeye çalıştığı kadın tipi; benim. </span></div><div class="MsoNormal"><span lang="TR">O zamanki en modern genç kadınlara bile Marie Claire, Cosmo gibi dergilerin, tek gecelik ya da aktivite ilişkisi tanımları, evlenmeden yalnız yaşayan ya da evlense bile maddi gücüne sahip çıkan kadın tipini tarif etmeleri garip gelirmiş. </span></div><div class="MsoNormal"><span lang="TR">Bugün ise ben ve benim gibiler, kimi zaman o dergilerdeki uçuk yazıların hafif kaldığı hikayeler biriktiriyoruz. </span><br />
<span lang="TR">Zaman değişti ve sevsek de sevmesek de kadın, erkek, iş hayatı, ilişkiler de zamanla birlikte... </span></div><div class="MsoNormal"><span lang="TR">Bu girizgahı yaptıktan sonra müjdemi verebilirim sevgili fortfolio okuru! 2011 ile beraber, yeni ve farklı yazılarıma Marie Claire dergisinden de ulaşabilirsin! </span></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjwCBzWfvvQuAjyrCmXl2RnqS4ovyjk_aYz9PvfBT_HXVBzG9Wnb2QUrmOzPJyq2UFYt-3mwKgnHplf8nfb0il-qzAZcU-hdszYXhBaNrQue58VmxXK1Y7W0Q4MWL0X42gSaan401G2oXw/s1600/marie-claire-qa-march-092.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="81" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjwCBzWfvvQuAjyrCmXl2RnqS4ovyjk_aYz9PvfBT_HXVBzG9Wnb2QUrmOzPJyq2UFYt-3mwKgnHplf8nfb0il-qzAZcU-hdszYXhBaNrQue58VmxXK1Y7W0Q4MWL0X42gSaan401G2oXw/s400/marie-claire-qa-march-092.jpg" width="400" /></a></div><div class="MsoNormal">Sayfalarda Şafak Ünal: Aşk Sponsoru’nu ara! Bulduğunda gülümse, doğru sayfadasın! </div><div class="MsoNormal"><style>
@font-face {
font-family: "Times New Roman";
}p.MsoNormal, li.MsoNormal, div.MsoNormal { margin: 0in 0in 0.0001pt; font-size: 12pt; font-family: "Times New Roman"; }table.MsoNormalTable { font-size: 10pt; font-family: "Times New Roman"; }div.Section1 { page: Section1; }
</style> <br />
<span lang="TR"></span><div class="MsoNormal"><span lang="TR">En çok emek harcadığımız şey aşk değil mi? Zaman ve emek, paradan çok daha değerli ve dönüşü olmayan şeyler... E bu blogu okuduğunuza göre biliyorsunuz, ben de aşka inanan ve bu konu hakkında kafa yoran biriyim üstelik modern zamanlarda daha da çok emek ve zamana ihtiyacı olan bir olgu olduğunu düşünüyorum. </span></div><div class="MsoNormal"><span lang="TR">Yazılarım da bu minvalde, aşka değen konularda gezineceği için, okuyucular için sponsorluk yapmaya karar verdim. Bence çok eğleneceğiz! </span></div><div class="MsoNormal"><span lang="TR">Ocak sayısında, evli ama açık ilişki yaşayan, sevgilileri olan bir çiftin hikayesini okuyacaksın! E hadi bayinizden isteyin! </span></div><div class="MsoNormal"><span lang="TR">Yanında Marie Claire Maison da alırsan, tabii ki en sevdiğim sen olursun =) </span></div><div class="MsoNormal"><span lang="TR"><br />
</span></div><div class="MsoNormal"><span lang="TR">Yorumlarını, konu önerilerini, fikirlerini lütfen benimle paylaş!</span></div></div>fortfoliohttp://www.blogger.com/profile/03138966500927446897noreply@blogger.com3tag:blogger.com,1999:blog-3639972308260597366.post-47111629051761213392010-12-26T13:07:00.000+02:002010-12-26T13:07:48.225+02:00Mutsuzluk yatakta belli olur!<div class="separator" style="clear: both; font-family: Arial,Helvetica,sans-serif; text-align: center;"><span style="font-size: small;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhhaYrgK5vDeyFYkOST7C2QrOjm-ytR1y4TGwOgDyaZ0cgCN3_dsAViADxH-YQWA2DmFDu96GVE0uLGOlq2MO-7OlQgTyYkVR3Z35GzkEDdoMR7XctcCHYJ-D3POMGxCwCWeyUA-TLZgZw/s1600/crying.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="400" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhhaYrgK5vDeyFYkOST7C2QrOjm-ytR1y4TGwOgDyaZ0cgCN3_dsAViADxH-YQWA2DmFDu96GVE0uLGOlq2MO-7OlQgTyYkVR3Z35GzkEDdoMR7XctcCHYJ-D3POMGxCwCWeyUA-TLZgZw/s400/crying.jpg" width="371" /></a></span></div><div style="font-family: Arial,Helvetica,sans-serif;"><br />
</div><div style="font-family: Arial,Helvetica,sans-serif;"><span style="font-size: small;">Yatarken değil kalkarken anlarsın mutsuzluğunu... Hani kalkman gerekir, mecburiyetler sıkıştırır ama sen yatağa kazınmışsındır. Karanlığa kalkmak, güne başlamak, mecburiyetleri yerine getirmek, saatleri ucu ucuna eklemek mi? Daha neler? Bir tek dileğim var, yorganı başıma çekmek! <br />
<br />
“Uzun vadede mutlu olmak için” diye bi laf var ya... Gıcığım ben o lafa! Uzun vadede yaşayacak mıyız? Kime göre, neye göre uzun? Bir de gerçek bir laf ya, ondan gıcığım galiba. <br />
<br />
İlişki iki kişilik değilmiş. Başlangıcı iki, gelişim iki, sonuç tek kişilikmiş. Tek kişi bir ilişkiye başlayamazken, aynı tek kişi bitirebiliyormuş. Sonuçta yine tek kişi kalıyormuşsun. <br />
<br />
Çağrılmadan hayatımıza pat diye giren aşkı doğal; beklenmedik bir anda çıkmasını ise acı bulmak ne saçma. Nasreddin hoca'nın “kazanın doğurduğuna inanıyorsun da öldüğüne inanmıyorsun” fıkrası kadar saçma. </span></div><div style="font-family: Arial,Helvetica,sans-serif;"><span style="font-size: small;"><br />
</span></div><div style="font-family: Arial,Helvetica,sans-serif;"><span style="font-size: small;">Tüm ilişkiler acaipleşti. Kadın, erkek, eşcinsel farketmez. İliş'meye karar veren kimse, bir diğerinin ne dediğini anlamıyor! Acaba egolarımız, kulaklarımızı da mı tıkadı? </span></div><div style="font-family: Arial,Helvetica,sans-serif;"><br />
</div><div style="font-family: Arial,Helvetica,sans-serif;"><span style="font-size: small;">Yoksa ağzımızdan çıkanı, düşünme yetisini yolda bir yerde terk mi ettik? Harcamak kolay mı? Bize zor olan güzeldir diye öğretilmedi mi? </span></div><div style="font-family: Arial,Helvetica,sans-serif;"><br />
</div><div style="font-family: Arial,Helvetica,sans-serif;"><span style="font-size: small;">"İlişki istemiyorum" demek, büyük yalan. Seni istemiyorum, desene! Nolur böyle de! Madem gidiyorsun bari tuz dökme, tentürdiyotla sil de git yarayı. </span></div><div style="font-family: Arial,Helvetica,sans-serif;"><span style="font-size: small;"><br />
</span></div><div style="font-family: Arial,Helvetica,sans-serif;"><span style="font-size: small;">Neye göre seviyoruz birini? İlk sevdiğimizi hissetme anı nedir? Yoksa ondaki kendi suretimizi mi seviyoruz? Kendi kahkahamız, kendi orgazm anımız, kendi saçımızı savuruşumuz... </span></div><div style="font-family: Arial,Helvetica,sans-serif;"><span style="font-size: small;">Kendi kendi kendi... Şeker bile değil artık! </span></div><div style="font-family: Arial,Helvetica,sans-serif;"><span style="font-size: small;"><br />
</span></div><div style="font-family: Arial,Helvetica,sans-serif;"><span style="font-size: small;">Peki neye göre artık sevmediğimize karar veriyoruz?Suretimiz çirkinleşiyor mu yoksa aslı mı çıkıyor gün yüzüne? </span></div><div style="font-family: Arial,Helvetica,sans-serif;"><style>
@font-face {
font-family: "Times New Roman";
}p.MsoNormal, li.MsoNormal, div.MsoNormal { margin: 0in 0in 0.0001pt; font-size: 12pt; font-family: "Times New Roman"; }p.MsoHeader, li.MsoHeader, div.MsoHeader { margin: 0in 0in 0.0001pt; font-size: 12pt; font-family: "Times New Roman"; }table.MsoNormalTable { font-size: 10pt; font-family: "Times New Roman"; }div.Section1 { page: Section1; }
</style> </div><div class="MsoNormal" style="font-family: Arial,Helvetica,sans-serif;"><br />
</div><div class="MsoNormal" style="font-family: Arial,Helvetica,sans-serif;"><span style="font-size: small;"><span lang="TR">Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde, develer tellal iken... İnsanlar önce birbirini beğenir, sonra severmiş, sonra sevişirmiş. Bugün önce sevişiyor, sonra o kişiyi sevmeye çalışıyoruz. Ne acayip değil mi? Dünyanın altı üstüne döndü. Yoksa libidolarımızın kurbanı mı olduk? </span></span></div><div class="MsoNormal" style="font-family: Arial,Helvetica,sans-serif;"><span style="font-size: small;"><span lang="TR">Yalnızken bir ilişki arıyoruz, ilişkinin içindeyken yalnızlığımızı özlüyoruz, ne bok istediğimizi bilmiyoruz! Bu arada ilişki falan aramak ne demek? Kız kurusu Sıdıka'nın evde oturup koca beklemesi kadar yalan! </span></span></div><div class="MsoNormal" style="font-family: Arial,Helvetica,sans-serif;"><br />
</div><div class="MsoNormal" style="font-family: Arial,Helvetica,sans-serif;"><span style="font-size: small;"><span lang="TR">Birine iliş'mek istersen, adı X olsun Y olsun... O zaman sana inanırım! </span></span></div><div class="separator" style="clear: both; font-family: Arial,Helvetica,sans-serif; text-align: center;"><span style="font-size: small;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiXRkQqima6QoTAGu7-MyIj2kF_vyCfHu81CONYRforA-FhnETX192Bne9LHATV2JfyIHUCJ5nanUzr13LrdMQZw9XL5O7shsTHzV2b4JSoRxQ-pOOfi6fYvQKZyX1tH5yl8WPjDr3u-ME/s1600/canetabcover041606_406724.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiXRkQqima6QoTAGu7-MyIj2kF_vyCfHu81CONYRforA-FhnETX192Bne9LHATV2JfyIHUCJ5nanUzr13LrdMQZw9XL5O7shsTHzV2b4JSoRxQ-pOOfi6fYvQKZyX1tH5yl8WPjDr3u-ME/s320/canetabcover041606_406724.jpg" width="264" /></a></span></div><div class="MsoNormal" style="font-family: Arial,Helvetica,sans-serif;"><span style="font-size: small;"><span lang="TR"></span></span></div><div style="font-family: Arial,Helvetica,sans-serif;"></div>fortfoliohttp://www.blogger.com/profile/03138966500927446897noreply@blogger.com6tag:blogger.com,1999:blog-3639972308260597366.post-45029923531378131812010-12-22T21:07:00.000+02:002010-12-22T21:07:30.560+02:00Yoksa Siz Hala?<table align="center" cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="margin-left: auto; margin-right: auto; text-align: center;"><tbody>
<tr><td style="text-align: center;"><img border="0" height="640" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjIBU0-tDurMzd79iE3OCIDiRuLKtu3idGvtuS1dSG9UpXwpK2mSJXq7fayLmgukAOr2hFKYWM6Gy2XCeeOu_uowc9EOJi3F2mLEHewk9XxOHUm-57DJqfpX-pcUKEKWPKjsRXVzXhFHfs/s640/pera+palas_34+%255BDesktop+Resolution%255D.jpg" style="margin-left: auto; margin-right: auto;" width="425" /></td></tr>
<tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;">foto: Koray Erkaya</td></tr>
</tbody></table><div class="separator" style="clear: both; font-family: Arial,Helvetica,sans-serif; text-align: center;"><br />
</div><div class="separator" style="clear: both; font-family: Arial,Helvetica,sans-serif; text-align: center;"><br />
</div><div class="separator" style="clear: both; font-family: Arial,Helvetica,sans-serif; text-align: center;"><span style="font-size: small;">Eylül sonunda yeniden açılan Pera Palas'ı hala görmediniz mi? Gidip Orient Bar'da bir kadeh şarabın, </span> </div><div style="font-family: Arial,Helvetica,sans-serif; margin-bottom: 0cm; text-align: center;"><span style="font-size: small;">Patisserie de Pera’da bir dilim Fransız pastasının tadına bakmadınız mı? </span></div><div style="font-family: Arial,Helvetica,sans-serif; margin-bottom: 0cm; text-align: center;"><span style="font-size: small;">Tamam, madem gitmediniz, şimdi beni dinleyin, biraz bilgiyle iştahınızı kabartma niyetindeyim! </span></div><div style="font-family: Arial,Helvetica,sans-serif; margin-bottom: 0cm; text-align: center;"><span style="font-size: small;">Sizi düşünüyorum çünkü 2011'de burası, kesinlikle şehrin çekim merkezlerinden biri olacak! </span></div><div style="font-family: Arial,Helvetica,sans-serif; margin-bottom: 0cm; text-align: center;"><span style="font-size: small;"><br />
</span></div><div style="font-family: Arial,Helvetica,sans-serif; margin-bottom: 0cm; text-align: center;"> </div><div style="font-family: Arial,Helvetica,sans-serif; margin-bottom: 0cm; text-align: center;"><b><span style="font-size: small;">I. Dünya Savaşı, İstanbul’un işgali, Kurtuluş Savaşı, Cumhuriyet’in ilanı ve II. Dünya Savaşı gibi birçok tarihi olayın sessiz ve vakur tanığı olan ve Galata’dan Haliç’e, Eyüp sırtlarından Tepebaşı’na uzanan manzaraya sahip Pera Palace Hotel, açılışının üstünden yüz yılı aşkın bir süre geçmesine rağmen büyüsünü koruyor. Otel, özenle seçilmiş “Beyaz Carrara” mermerleri, seçkin “Murano” camından üretilen ihtişamlı avizeleri, tümü el dokuması Uşak halıları ve orijinal antika mobilyalarıyla 19. yüzyılın asaletini yansıtıyor.</span></b></div><div style="font-family: Arial,Helvetica,sans-serif; text-align: center;"> </div><div style="font-family: Arial,Helvetica,sans-serif; margin-bottom: 0cm; text-align: center;"><span style="font-size: small;"> </span><span style="font-size: small;"> </span></div><div style="font-family: Arial,Helvetica,sans-serif; margin-bottom: 0cm; text-align: center;"><span style="font-size: small;">Dünyaca ünlü Orient Express, 1888 yılında Paris-İstanbul seferlerine başladığında, İstanbul’da Orient Express yolcularının alışkın oldukları yüksek standartları sunabilecek bir otel yokmuş. Bu boşluğu, kısa süre sonra kuruluş çalışmalarına 1892 yılında başlanan, 1895’te ise açılış balosu yapılan Pera Palace Hotel doldurmuş. Otel için Haliç’in muhteşem manzarasına hakim, kültürel faaliyetleri ve sosyal aktiviteleri nedeniyle ‘Küçük Avrupa’ olarak bilinen Pera’nın Tepebaşı bölgesi özellikle seçilmiş. </span> </div><div style="font-family: Arial,Helvetica,sans-serif; text-align: center;"> </div><div style="font-family: Arial,Helvetica,sans-serif; margin-bottom: 0cm; text-align: center;"><br />
</div><div style="font-family: Arial,Helvetica,sans-serif; margin-bottom: 0cm; text-align: center;"><b><span style="font-size: small;">Otel, şehrin en ihtişamlı yapılarından biri olarak açıldığında, birçok ilkleri de İstanbul’la buluşturmuş. Kentte Osmanlı sarayları dışında elektriğin verildiği, ilk elektrikli asansörün ve akar sıcak suyun bulunduğu bina sıfatlarına sahip olması önemli tarihi detaylar arasında… </span></b></div><div style="font-family: Arial,Helvetica,sans-serif; margin-bottom: 0cm; text-align: center;"><br />
</div><div style="font-family: Arial,Helvetica,sans-serif; margin-bottom: 0cm; text-align: center;"> </div><div style="font-family: Arial,Helvetica,sans-serif; margin-bottom: 0cm; text-align: center;"><span style="font-size: small;">Pera Palace Hotel, İstanbullu bir Levanten olan Alexander Vallaury tarafından tasarlanmış. Osmanlı Bankası ve İstanbul Arkeoloji Müzeleri’nin de mimarı olan Vaullary, İstanbul’da günümüze kadar gelen güzel binalara imza atmış. Art Nouveau, Neo-Klasik ve Oryantalist mimari tarzları bir arada kullandığı Pera Palace Hotel, 19. yüzyıl sonu İstanbul mimarisinin tipik bir örneği. </span></div><div style="font-family: Arial,Helvetica,sans-serif; margin-bottom: 0cm; text-align: center;"><br />
</div><div style="font-family: Arial,Helvetica,sans-serif; margin-bottom: 0cm; text-align: center;"> </div><div> </div><div style="margin-bottom: 0cm; text-align: center;"><b><span style="font-family: Arial,sans-serif;">Otelin en ünlü müdavimlerinden biri Agatha Christie. Dünyaca ünlü polisiye roman yazarının hayatında kimsenin bilmediği kayıp 11 günün sırrının, 1934 yılında yayımlanan “Doğu Ekspresi’nde Cinayet” romanını tasarladığı Pera Palace Hotel’de olduğu söylenir.</span></b></div><div style="margin-bottom: 0cm; text-align: center;"><br />
</div><div style="margin-bottom: 0cm; text-align: center;"> </div><div style="margin-bottom: 0cm; text-align: center;"><span style="font-family: Arial,sans-serif;">Yenileme çalışmaları iki boyutta yürütülmüş, bir yandan binanın mimari özellikleri vurgulanıp özgün karakteriyle uyumlu çağdaş öğeler eklenirken, diğer yandan da otelin uluslararası standartlarda bir işletme olması için gereken teknik altyapı oluşturulmuş. Restorasyon çalışmalarında tarihi asansör de tüm teknik altyapısı yenilenerek korunmuş ve Kubbeli Salon’un üzerinde bulunan, önceki yıllarda havalandırma amaçlı kullanılan altı kubbenin üzerindeki cam tavan, orta boşluktan tüm lobi katının doğrudan güneş ışığı almasını sağlanmış.</span></div><div style="margin-bottom: 0cm; text-align: center;"><br />
</div><div style="margin-bottom: 0cm; text-align: center;"><b><span style="font-family: Arial,sans-serif;">Tamam mı? İştah kabardı mı? Şimdi, kalmaya mı gidersiniz, </span><span style="font-family: Arial,sans-serif;">ana restoranı Agahta'da </span></b> </div><div style="text-align: center;"><b><span style="font-family: Arial,sans-serif;">Şef J.W Maximilian Thomae'nin Orient Express’in güzergahındaki en önemli durakları olan Paris, Venedik ve İstanbul’dan hareketle, klasik Türk malzemelerini uluslararası tekniklerle buluşturan lezzetleri mi tadarsınız bilemem. </span></b></div><div style="text-align: center;"><br />
</div><div style="text-align: center;"><span style="font-family: Arial,sans-serif;"><b>Ama bir içki için Orient Bar'a uğradığınızda, telefon ederseniz, katılabilirim. Belki. </b> </span></div><div style="margin-bottom: 0cm;"> </div><div style="margin-bottom: 0cm; text-align: center;"><b><span style="font-family: Arial,sans-serif;"> </span></b></div><div style="text-align: center;"> </div><div style="font-family: Arial,Helvetica,sans-serif; text-align: center;"> </div><div style="font-family: Arial,Helvetica,sans-serif; text-align: center;"> </div><div style="font-family: Arial,Helvetica,sans-serif; margin-bottom: 0cm; text-align: center;"><span style="font-size: small;"></span></div><div style="font-family: Arial,Helvetica,sans-serif; text-align: center;"> </div>fortfoliohttp://www.blogger.com/profile/03138966500927446897noreply@blogger.com0