fortfolio işte...

biraz şehir, biraz ilişki, biraz kadın, biraz erkek, biraz yalnız, biraz komik, biraz hikaye, biraz gerçek.

10 Ekim 2010 Pazar

Korkarım bu kışı atlatamayacağım!

Mevsimsel şok geçiriyorum, bu kışa hiç hazır değilim. İlkbaharı yeniden yaşayabilmek için ayakkabılarımın yarısını feda ederim. Beni tutup kolumdan Güney Yarımküre’ye götürecek bir babayiğit mevcut mudur acaba?


Yeni yapılan bir araştırmaya göre bazı insanların beyin güçleri bulutlu ve kapalı havalarda azalıyormuş. Gündüzlerin kısa sürdüğü ve kapalı havanın hakim olduğu kış günlerinde; pek çok insanın daha depresif olduğu, uzun zaman önce bilim adamları tarafından kanıtlanmış ve sebep olarak mağara dönemi içgüdüleri gösterilmişti. Ama bu çok bilmiş uzmanların, bulutlu ve kapalı havalarda bazı insanların enerjilerinin azaldığını ve odaklanma problemi yaşadıklarını hatta beyinlerinde bir uyuşukluk hissettiklerini vurgulamaları, bir adım ötesi! İşte bu çok sert! 
Pardon da, bu kadar mı ilkel çağların etkisindeyim ben?

Sonbahar depresyonu katkılarıyla, iki oda-bir salon dağınıklık yaşıyorum.
Sabahları uyanmak istemiyorum. Hadi, bin bir güçlükle göz kapaklarını birbirinden ayırdım diyelim, yataktan çıkasım yok. Anlamsız gözlerle tavana bakıp, cibinliğimi izliyor ve kalkmak için geçerli bir sebep bulmaya çalışıyorum. Yatakla vücudum arasında boylu boyunca 404 yapıştırıcı var, eminim.

Ya beş tabak üst üste patlayana kadar tıkınasım ya da ölmeyecek kadar idareten atıştırasım var; ortası yok. Acaba her gün makarna yesem; etli, butlu ve mutlu bir kış insanı olur muyum? 

Nine gibiyim, sürekli şikayet ediyorum, kırgınlıklar sarmış dört bir yanımı. Sırtım ağrıyor, boynum ağrıyor, boğazım arada cö yapıp kaçıyor. Bir üşüyorum, bir sıcak basıyor, ben kısaca M.T ama sen bana usul usul menopoz teyze de.

Yerimden kalkmasam, olmaz mı? Kızlarla rakı-balık, eğlenceli gece çıkması, spora gitmek, ofis sonrası Cihangir’de happy hours, sergi gezmek etkinlikleri bir yana, kanapede popo büyütmek öbür yana. Öbür yan pek bi kazançlı.

Burası kimin evi çok pardon? Ben içinde böylesi dağıtacak kadar vakit geçirmiyorum ki, bir yanlışlık olmalı! Kesin eşyalar yokluğumu fırsat bilip, evde parti veriyor. Oturacak yer bulmak için efor sarfediyorum, şu tabağı ittireyim de yeni tabağa yer açılsın. Evi dağınıkken huzursuz olan eskilerin domezi, naber?

Bir dakika, biraz sakin olabilir miyiz sevgili kış? Bu ne acele? Biraz merhametli davransan.  Gardrobuna bile gri sokmayan biri, tüm günün füme tonlarına nasıl tahammül etsin?

Kıyafet demişken, her sabah ne giysem diye kıvranan, mus çorap mevsimini açmamak için direnen, yazlık-kışlık elbise/ayakkabı kombinasyonlarında saçmalayan ve buna rağmen gün içinde hata yaptığını anlayanlar elime mum diksin. 
Kale ka-pa-nı-yoooor, elini çeken giyinemiyoooor! 

Hep güneş olsun. Hava soğuk da olsa, yağmur ya da kar da yağsa güneş hep olsun. Gökyüzü mavi olsun. Bari.

Planım şudur, uzmanların bu araştırmasını öne sunarak, müdüre kapsamlı bir “beynim çalışmıyor işte bu da kanıtı” raporu sunup, ücretli izin beraberinde sıcak diyarlara kırlangıç olayım.
Olmadı kış uykusuna yatayım. Hem bu kadar üşüdüğüme göre sıcakkanlı familyadan olmam, bence namümkün.  Bin yılın en soğuk kışını es geçmekten hiç de üzüntü duymayacağıma, uyanınca "ne kaçırdım" diye sormayacağıma söz veriyorum. Mis gibi geri gelirim Mart sonu, gör bak nasıl da sempatik bir insanım. 

Yok hala ilkel çağların etkisinden kurtulamıyor isem, gidip bizon vurmaktan dönen erkeğimi mağara antresinde karşılayayım. Ateşi yakamadım diye saçımdan çekiştirmesin yine!
oldu, size iyi günler!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...